Paylaş
Düzgün bir insan mıdır? Evet. Ama, Hamdi Kutval şimdi ne iş yapıyor. Türkiye Futbol Federasyonu İzmir Bölge Müdürü. Peki, Futbol Federasyonu Başkanı, Genel Sekreteri veya yönetim kurullarından biri Kutval’ı karşısına alsa, bir şeyler söylese, Kutval’ın, “Hayır” deme şansı var mı? Bence kesinlikle yok. Yani Hamdi Kutval’ın gözlemcilik yapması son derece yanlış.
Kutval, derbi bitiminde soyunma odasına gidiyor ve Hüseyin Göçek’e, “Çok iyi maç yönettin. Aferin. Bizce iki hata yaptın. Emre ile Güiza’ya sarı kart göstermen gerekirdi” diyor. Buna göre de hakemin maç puanı 8.2 ile 8.3 olması lazım.
Ama, bu Hamdi Kutval ertesi gün raporunu bir türlü gönderemiyor federasyona. Araya kimlerin girdiğini biliyorum ama “Bilemiyorum” diyorum. Çünkü, yazarsam inkar edecekler. Onu da çok net biliyorum. Ve bu içeride bir rahatsızlık doğuruyor. Beşiktaş’ın baskısından da çekinen Federasyon, Hamdi Kutval’ı şöyle bir rapor için yönlendiriyor: “Dün maçtan sonra hakemi soyunma odasında tebrik ettim. Ama sonra televizyondan pozisyonları seyrettiğimde hakemin çok önemli hatalar yaptığını gördüm.”
Sakın ağlamayın
Hamdi Kutval bunları belirtiyor ve Hüseyin Göçek’e 7.2 veriyor. Ertesi gün akşamüstü. Futbol Federasyonu, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın baskılarına dayanamayarak içeriden, dışarıya haber gönderiyor. MHK, Disiplin ve Tahkim Kurulları’nın görevden alınacağına dair. Yani kelleler verilecek, koltuklar sağlamlaştırılacak. “Bu Federasyon iyi şeyler yapıyor” diyordum. Eğer bu üst kurulların da işine son verip, kulüplerin istediği kurulları yaparlarsa zaten kelleyi giyotine uzatmış olurlar. Merkez Hakem Komitesi çok doğru işler mi yapıyor? Hayır. Yaptıkları hatalar var. Ama bunu içeride çözersin, “Daha iyi nasıl oluruz, nasıl gideriz” ona bakarsın. Zaten kolunu, bacağını, omuzunu kaptırırsan yarın senin kelleni de isterler. O zaman da ağlamayacaksın.
Diyarbakır sadece iki maçta yenik ilan edilir
DÜN Fanatik gazetesi kendisine göre bir yorum yaparak, Diyarbakırspor’u küme düşürüp bütün maçlarında da 3-0 yenik ilan etmiş. Ankaraspor’u da misal göstermiş. Bu yorum yanlıştır. Sebebi basit. Ankaraspor, Federasyon tarafından küme düşürülmüştür ve bütün maçları 3-0 yenik tescil edilmiştir. Ama, Diyarbakırspor son iki maçına çıkmazsa, iki maçta da ayrı ayrı 3-0 yenik sayılır. Daha önceki maçlarının skorları kabul edilir. Bu yorum da çok nettir.
Büyük takım baskısı
HERKES “Bursaspor’u şampiyon yapmazlar” derken ben “Bu cümle bitsin. Bursaspor kapasite olarak yeterli değil, kadro olarak yeterli değil, futbol olarak yeterli değil” cümleleri olsun diyordum. Ama maalesef hani şu meşhur mahalle baskısı var ya, o mahalle baskısının kralı bizim futbolda var. O da büyük takım baskısı.
Maalesef ama maalesef, “Biz hakemlerin kafalarını değiştirelim. Bakış açıları net olsun” derken onlar zannediyorum bu kafa değişikliğini saç traşı olarak anlıyorlar. Ben hakemlerin kafalarının saç traşıyla değil de beyinlerine bazı şeylerin kazınması fikrindeyim. Peki bu nasıl olacak? Öncelikle biz basın olarak kendimizi düzelteceğiz. Çünkü esas yalamalık ve yalakalık bizde.
Şimdi soruyorum. Zapatocny’yi tamamen o maçı 10’a 10 bırakmak için atan Bünyamin Gezer. Hani bizim çok cesur dediğimiz Gezer. (Ama aklı başında siyasi yazarların bile neler yazdığını görüyoruz Bünyamin. Treni kaçırıyorsun. Dün Yılmaz Özdil’in Hürriyet’te, yine Radikal’de de İsmet Berkan’ın senin hakkında neler düşündüğünü okudum. Bu şunu gösteriyor. Uzun zaman harcayarak kazandığın güveni maalesef yiye yiye kuyruğuna getirdin. Sen bilirsin. Dost acı söyler.)
Aptal mı Bünyamin
Peki aynı Bünyamin Gezer aynı pozisyonda Fenerbahçe’den Lugano’yu, Galatasaray’dan Servet’i veya Beşiktaş’tan Ferrari’yi atsaydı spor basınının manşetlerinde 9 sütuna yer bulur muydu, bulmaz mıydı? Kesinlikle bulurdu. Hatta, Bünyamin Gezer’in ev, cep ve iş telefonları bile yer alırdı gazetelerde. O zaman Bünyamin Gezer aptal mı kuvvetliden yana olmasın. Çalıyor geçiyor. Bu işi bilenler ne diyorlar, “Bünyamin artık tamam.” Tamam da ne farkedecek. MHK gene ona görev verecek. Kesebiliyor mu 10 maç. Nerde!..
Öküz altında buzağı arayanlara
FENERBAHÇE-Beşiktaş derbisi sonrası, “Alex’in arkadaşı Bobo’ya penaltı attırmam” dedim. Bugün de aynı fikirdeyim. Neden? O yazının içinde şöyle bir cümle var, “Öncelikle Bobo’nun kasıtlı bir şey yapacağı fikrinde değilim” diye. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra da şunu öğrendim. Maça 4 gün kala Mustafa Denizli idman sonrası futbolcuları serbest bırakıyor. “İstediğiniz her şeyi yapın” diyor. Bir bakıyor karşı kalede Bobo penaltı çalışıyor. Yavaş yavaş yürüyerek yanına gidiyor ve aralarında şu diyalog geçiyor
- Hayırdır. Niye penaltı atma ihtiyacı hissettin.
- Öyle düşündüm hocam.
Mustafa Denizli’nin cevabı ise enteresan:
- Bu seni germez mi, sıkıntı yaratmaz mı?
4 gün sonra hakem maçta penaltı düdüğünü çalıyor. Mustafa Denizli yerinden fırlayıp Tayfur Havutçu’ya, “Git Bobo’ya söyle penaltıyı Tello atsın” demek istiyor. Ama sonra vazgeçiyor. Sebep olarak da “Tello penaltıyı kaçırırsa hem onu hem de Bobo’yu kaybederim” diye düşünüyor ve vazgeçiyor. Ve o bildiğiniz kazı kazan penaltısını Bobo kaçırıyor. Acele etmese, hakemi zorlayıp penaltı noktasına kireç döktürse bu sefer Fenerbahçeliler gerilecekler onu da düşünemiyor. Neden kendisi gergin? Zaten, gergin olduğu 4 gün önceden belli. Artı Alex’in çok samimi arkadaşı olması bir başka dezavantaj. Neden? Alex onun ruhunu biliyor. Volkan’a söylemeyecek mi, “Atışı şöyle yapar. Buraya vurur, topa şöyle gelir. Sen şu köşeye önlem al” diye. Profesyonel olarak söyleyecek. Ama aynı Alex, Tello’yu o derece tanıyor mu? Hayır.
Tablo değişirdi
Mustafa’nın bu yaşadıkları kendisi tarafından birkaç kişiye anlatılmış durumda. Bence Mustafa kararını kendi verseydi, risk alsaydı bugün çok farklı bir tablo olacaktı. Benim söylemek istediğim bu. Ama maalesef öküz altında buzağı arayanlar veya yazıyı doğru düzgün okumayanlar, saçma sapan yorumlar yaptılar. Bundan sonra ne yaparlar bilemem. Bir de ayrı kağıda yazıp ellerine vermek lazım herhalde.
Süpersiniz Bobo kardeş
BOBO gazetelere beyanat veriyor, “Hakemler ve Federasyon, Beşiktaş’ın yolunu kesiyor. Bizim lehimize penaltı vermemek için karar almışlar” diye. Yahu Bobo, insan biraz sıkılır. En kritik anda, Fenerbahçe derbisinde size hakem “cart” diye penaltıyı çaldı. Atsaydın bugün Süper Lig’in tamamının şekli değişecekti. Ama helal olsun Uganda ile aramızda fark yok. Gelin buralara, götürün mangırları. Bir de beyanatlar verin federasyondan da ses çıkmasın, ondan sonra ülkenize döndüğünüzde de Türkiye hakkında saçma sapan konuşmaya devam edersiniz. Çünkü alayınız öyle yapıyor. Yani bize her şey müstahak. Sizler süpersiniz Bobo kardeş..
Paylaş