Paylaş
Aslında Obama geçen yıl da “ağır” konuşmuştu. Belli ki metinde “genocide” kelimesini kullanmayarak Türkleri memnun edeceğini hesaplamış, öte yandan bu vesileyle “kavgada söylenmeyecek” kadar ağır kelimeler kullanarak ve “genocide” yerine Ermenicede kullanılan “Meds yeghern” (Büyük felaket) deyimini koyarak Ermenilerin gönlünü almayı ummuştu.
İyi anımsarız... Bu taktik geçen yıl ne Ermenileri ne de Türkleri memnun etmişti. Örneğin Ermeniler, başkan seçilmeden önce “Beyaz Saray’da şimdi huzurunuzda söylediklerini aynen tekrarlayacak bir Başkan istiyorsanız bana oy verin” dediğini anımsatarak, “Hani Ermenilere karşı soykırım yapıldığını ilan edecektin?” diyerek kızdılar.
Türkiye’nin tepkisini dile getiren Başbakan Tayyip Erdoğan da, Obama’nın Türkiye hakkında bazı olumlu sözler de kullanmasına atıfta bulunarak:
“Türkiye bir yandan övülüp öte yandan aldatılacak bir ülke değildir” demiş “Biz bu açıklamanın tarihi gerçekleri doğru şekilde yorumlamadığını görüyoruz. O nedenle söylenenlerin kabul edilmesi olanağı yoktur” demişti.
Hatta orada kalmamış “Obama’nın o olaylar sırasında Ermeniler tarafından öldürülen 520 bin Türk’ten söz etmemesini” eleştirmişti.
İlginçtir...
Obama aşağı yukarı aynı metni bu sene biraz daha ağırlaştırdı. Örneğin geçen yıl kullanmadığı “cinayet” kelimesini bu yıl kullandı. Bazı anlatımlarını “dehşet” kavramıyla vurguladı. Ermenilerin maruz kaldığı “tehcir” sürecini “Yirminci asrın en kötü mezalimlerinden biri” olarak niteledi.
Peki buna yani geçen yılkinden daha ağır olan açıklamaya Türkiye’nin tepkisi ne oldu?
Dün TBMM Genel Kurulu’nda bu konu görüşürken CHP Meclis Grubu adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, Başbakan Erdoğan’ın bu defa, “Başkan Obama hassasiyetlerimizi bilerek açıklama yaptı” dediğini anımsatarak, şimdi de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Başkan’ın sözlerini tek taraflı ve kabul edilemez” bulmasına değindi ve “hükümetin tutarsızlıklar içinde olduğunu” söyledi.
Öyle veya böyle... Şu bir gerçek ki Türkiye bu konuda yani “soykırım suçlamaları” karşısında hâlâ tutarlı bir politika belirleyebilmiş değildir.
Bir yandan Ermenistan üzerinden ABD’yi memnun etmeye çalışarak, öte yandan tam aksi nedenlerle Azerbaycan’ı darıltmamaya uğraşarak... Ama asıl Türkiye’nin uzun vadeli çıkarları nedir sorusuna yanıt aramayı unutarak bir sonuç almamız olanağı yoktur. Bu gerçeği gören de mevcut değildir.
Paylaş