Paylaş
Cumhurbaşkanı, Demirel’le yaptığı olağan görüşmelerden birinde DYP liderine şu soruyu yöneltiyor:
“Özal Cumhurbaşkanlığına aday olur mu sizce?”
Demirel’in yanıtı kısa ve kesin:
“Hiçbir siyasetçi elinde kendisini seçtirmeye yetecek siyasi güç varsa cumhurbaşkanı olmayı reddetmez”.
Nitekim Özal ve Demirel cumhurbaşkanı seçiliyor.
Şimdi de Erdoğan Çankaya’ya çıkmak istiyor.
Elindeki siyasi gücün kendisini cumhurbaşkanı yapacağına emin.
Ama cumhurbaşkanlığı kendisini kesmiyor.
Sistemi değiştirip Başkan olmak istiyor.
* * *
Dünkü Milliyet’in birinci sayfasındaki fotoğraf Tayyip Bey’in bu ihtirasını aynen yansıtıyor.
Meclis’e gelen Başbakan’ı milletvekilleri, makam otomobilinin duracağı merdivenlerin başından başlayan uzun bir kuyruk oluşturarak karşılıyorlar.
Hepsi el pençe divan durarak huşu içinde bekliyorlar.
Başbakan vakur bir eda ile otomobilinden iniyor ve sıralanan milletvekillerinin ellerini tek tek sıkıyor.
Belli ki, AKP milletvekilleri Başbakanlarının tek adamlığını şimdiden bütün varlıklarıyla benimsemişler.
Cemil Çiçek, Tayyip Bey’in başkanlığına olumlu baktığını söylüyor.
Abdülkadir Aksu “Başbakanımızın başkanlığı çok güzel olur” diyor.
Kuyruktaki bütün milletvekilleri de “Başbakanımız başkan olmalı” diye görüş bildiriyor.
Ayaklar çoktaaan yerden kesilmiş...
Yani Erdoğan’ın tek adam olması için her şey hazır.
İyi güzel de başkanlık sistemine Türkiye, toplum hazır mı?
Padişahlıktan kurtulmuş olan ülkenin yeniden padişahlığa benzer bir rejime dönmesi uygun mudur?
Türkiye’de yıllardan beri uygulanan sistem, Başkanlık için gerekli olan fren ve denge mekanizmalarına sahip mi?
Başbakan’ın başkanlık rejimi için Amerika’yı örnek göstermesi ise sanırım bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Orada bu sistem tarihsel özelliklere dayanır.
Eyalet sistemi başkanın etki alanını ve yetkilerini sınırlar.
Başkan bakanları ve yargıçları seçer.
Ama yargıçlara kesinlikle karışamaz, onları görevden alamaz.
Milletvekilleri ve senatörler başkana değil, sadece seçmenlerine karşı sorumludurlar.
Ayrıca ABD modelini deneyen hiçbir ülke başarılı olamamıştır.
Başbakan’ın gözü tek adamlıkta olabilir, milletvekilleri de onun başkan olmasını canıgönülden destekleyebilirler ama...
Bugün Türkiye’nin gereksinimi başkanlık sistemi mi acaba?
Bizim için yaşamsal olan yoksulluk, işsizlik, gelir dengesizliğidir.
Demokrasi, seçim barajının yüksekliği, yasama ve yargının bağımsızlığıdır.
Yolsuzlukların önlenmesidir.
Ama görülüyor ki Başbakan bunları pek dert etmiyor.
Onu, serilen kırmızı halılar, uzun karşılama kuyrukları ve hayalini süsleyen başkanlık ilgilendiriyor.
Önemli not:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a yapılan saldırıyı şiddetle ve nefretle kınıyorum. Yıldız’a geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum. T.T.
Paylaş