Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Küresel iklim değişimi daha fazla böbrek taşı demek!

Benim gibi durduk yere yerleri tırmalayıp mobilyaları kemiren, hoplayıp zıplayan, koşarak merdiven inip çıkan, ip atlayan yaşlı başlı birini görürseniz dikkat!

Garibanın bütün derdi pirinç tanesi kadar küçük olabilen böbrek taşını doğal yoldan düşürmektir. Doğum sancısından daha beter ağrılara sebebiyet verebilen çapı küçük, etkisi büyük, bu sinsi varlığın oluşumu iklim değişimiyle artıyormuş. İnanamadım ve damdan düşen biri olarak merak edip nedenini, korunma yollarını araştırdım.

Böbrekle ilgili şikâyetler arasında böbrek ağrısı, böbrek iltihabı, böbrek taşı, böbrek yetmezliği ve böbrek kanseri yer almakta. Böbrek ağrısı, iltihabı ve özellikle böbrek taşı düşürmesi her ne kadar çok acı verici olsa da böbrek hastalıkları arasında kritik öneme sahip olan böbrek yetmezliği neticesinde hastaların yıllarca diyaliz makinesine bağlı kalarak yaşamak zorunda olması. Sağlık Bakanlığı’na göre, Türkiye’de diyaliz hastası sayısı önceki yıla göre yaklaşık yüzde 10 artış göstererek hızla yükseliyormuş.

Böbrek taşı, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin bir araya gelmesiyle oluşuyormuş. Böbrek taşını oluşturan sebepler kesin olarak bilinmemekte. En yaygın teori, vücudun susuz kalmasına bağlı olarak idrardaki sıvı oranı ile çözünen katı maddeler arasında dengesizlik oluşması. Türkiye gibi sıcak iklim kuşağında olup gelişmekte olan bir ülkede hemen hemen herkesin tanıdığı taş düşüren bir yakını vardır. Bu nedenle ciddi bir sağlık sorununu oluşturan üriner sistem taş hastalığı ülkemizde nüfusun yüzde 14’ünü etkilemekte ve endemik olarak kabul edilmekte. Türkiye’de en çok Güneydoğu Anadolu’da görülmesinin nedeni de aşırı sıcak ve kuru iklim koşullarıyla birlikte zor şartlarda yetersiz alınan sıvı miktarının dehitrasyona (susuz kalmaya) yol açabilmesi ve idrar atılımını azaltması olabilir.

ABD’DEKİ BÖBREK TAŞI KUŞAĞI

Teksas Üniversitesi’nce yapılıp Proceedings of the National Academy of Sciences’da (PNAS) yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, “iklim değişimi demek daha fazla böbrek taşı demek.” Bu araştırma, küresel iklim değişiminin insan sağlığı üzerine direkt etkisini gösteren önemli çalışmalardan biri. ABD’nin sıcak kısımlarında aşırı sıvı kaybından dolayı böbrek taşı hastalarının sayısı daha fazla. Bu yüzden ABD’nin güney-doğusunda “Böbrek Taşı Kuşağı” olarak adlandırılan bir bölge bulunmakta. Bu araştırmaya göre ABD’nin riskli bölgelerinde böbrek taşı riski 2000 yılında yüzde 40 iken 2050 yılında yüzde 56 ve 2095 yılında ise yüzde 70 olacak.

Aynı çalışmada, ılıman iklimden sıcak iklime taşınanlarda da böbrek taşı oluşumunun artığı ifade ediliyor. Irak’a gönderilen ABD askerlerinde böbrek taşı hastalığının artması örnek gösteriliyor. Ayrıca bu çalışma, ısınma ile birlikte dünyanın birçok yerince yeni “böbrek taşı kuşaklarının” oluşacağını da söylüyor...

TAŞIM İNATÇI ÇIKTI

Böbreklerde oluşan taşlar golf topu kadar büyük olabileceği gibi kum tanesi kadar küçükte olabilir. Eğer taşın büyüklüğü santimetreyi buluyorsa üreterden geçemeyeceği için kırılması, ameliyatla alınması gerekiyor. Atılabilecek büyüklükte taşı düşürebilmek için yapılacak en iyi şey bol sıvı tüketmek ve hareket etmek. Bol sıvıdan kasıt özellikle sudur, su. Halk arasında yaygın olarak “Bira iç idrar yapar, iyi gelir” önermesi ise yanlışmış. Böbrek taşlarına karşı koruyucu önlemler olarak günde mutlaka 3-4 litre sıvı tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca kalsiyum, oksalat ve pürince zengin besinlerden kaçınmalı. Kaçınılacak bu besinlerin listesine göre nerdeyse aç kalıp sadece suyla yaşamalı!
Sonuç olarak Ankara’ya gitmişken Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde “beden dışı şok dalgası ile taş kırma” (SWL) tedavisi olmaya başladım. Benim taş (sahibi gibi!) çok inatçı çıktı. İki seansta ancak taşın 2 milimlik parçasından kurtulabildim! Özetle, taşlaşmak istemiyorsak, susamadan su içmeyi öğrenmeliyiz. Tabii ki iklim değişimi, su havzalarının işgali, kirletilmesi sonucunda hâlâ içecek su bulursak!
Yazarın Tüm Yazıları