Kırk enflasyon mu kırk deflasyon mu

TÜRK ekonomi ufkunu sarmış olan “dışarıdan para gelmezse ekonomimiz çöker, fakirliğe mahkûm oluruz, aç kalırız” bâtıl inancını yıkmak için ezberci zihinleri gagalayıp duruyorum.

Haberin Devamı

Benim önerilerim bu inanca sahip iktisatçılar tarafından kabul edilmiyor. Bu beni hiç üzmüyor. Ancak iktisadi önerilerimi doğru bulanların bir kısmı, maalesef benim “biz fakirliğe razıyız, yeter ki namerde muhtaç olmayalım yani dış borcumuz olmasın” dediğimi sanıyor. İşte bu beni çok üzüyor. Ben, tam tersine dışarıdan borçlanmaya dayalı bir ekonomi politikası yüzünden Türk ekonomisinin yeterince hızlı büyümediğini ve halkın refahının artabileceği kadar artamadığını söylüyorum. Aklım erdiğince, hızlı zenginleşmenin yollarını anlatıyorum.

* * *

Bugün, giderek güncelleşen, evrensel bir iktisat meselesine gireceğim. Bu sebeple “akıllı dış borçlanma” ve “AKP ve faiz” konularını ileri de işlemek üzere sıraya koydum. Amerika’da varlık fiyatları balonunun patlaması sonunda meydana gelen küresel krizden çıkmak için uygulanan “gevşek para ve gevşek maliye” önlemleri bir deflasyona sebep vermeden geri çekilebilir mi? Birlikte irdeleyelim.

1. Amerikanın merkez bankası olan FED’in iki amacı vardır. Birincisi “fiyat istikrarını” diğeri ise “sürdürülebilir en yüksek büyümeyi” sağlamaktır. Esasen, aksi söylense bile her merkez bankası bu iki amacı birlikte gözetir. Yoksa “bağımsızlıkları” tehlikeye düşer. Çünkü siyasi hükümetler, düşen büyüme hızı ve artan işsizlik oranı karşısında eli kolu bağlı duramazlar.

2. Uluslar arası derecelendirme şirketleri, Obama’nın, bütçe açıklarını dizginlememesi halinde Amerika’nın kredi notunu düşüreceklerini söylemişler. Bu bana biraz fantezi gibi geldi. Düşürseler ne olacak sanki? Tasarruf fazlası olan ülkeler, kimin bonolarına yatırım yapacak acaba?

3. Bizim yıllardan beri en keskin enflasyon düşmanı olarak bellediğimiz IMF iktisatçıları, gelişmiş ülkelerde ekonomi politikalarını belirleyenlere, enflasyon hedefini % 2’den, % 4’e yükseltmeyi bir düşünün hele demiş. Buna biraz şaştım. Gerekçelerini, merkez bankaları parayı ve hükümetler bütçeyi aniden sıkarsa bu sefer de ortaya “deflasyon” krizi çıkar şeklinde ifade etmişler.

4. Anlaşılan dünya ekonomisi bıçak sırtında gidiyor. Canlanma devam etsin dense, enflasyon parlayacak. Enflasyondan kaçılmak istense “deflasyon/düşük büyüme” kısır döngüsüne düşülecek. Burada karar teknik değil, felsefi veya ahlaki bir tercihtir.

Bana göre, zengin ülkelerin “deflasyon/düşük büyüme” döngüsüne girmeleri bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için daha hayırlıdır. Hiç olmazsa, daha az doğal kaynak tüketirler.

Son Söz: Fakire enflasyon, zengine deflasyon yaraşır.

Yazarın Tüm Yazıları