Paylaş
Yüzünü kaybeden Yüzbaşı Bedri Aluçlu'nun eşi İclal Aluçlu
Bu arada Bedri Yüzbaşı’ya da, sevgili eşi İclal Aluçlu’ya da müthiş övgüler var, bu mail’leri onlarla da en kısa zamanda paylaşacağım. Bugün huzurlarınızda Bedri Yüzbaşı’nın eşi İclal Aluçlu...
O hâlâ evimizin erkeği ailemizin direği...
* Siz nasıl başladınız o güne?
Sıradan bir gündü, Bedri işe gidiyordu...
*Bir kadın olarak yüreğiniz hop hop etmiyor muydu, PKK’sı var, çatışması var, dağa çıkıyor, mayınlarla haşır neşir...
Etmez olur mu? Ediyordu. Ben ona hep güvendim, eşim çok iyi askerdir. Bir tek o gün nedense içime mi doğmuş nedir, “Mayın tarayıcısı alıyorsunuz değil mi?” diye sordum. Onu hatırlıyorum. Öğlen gibi olayı duydum.
*Kim söyledi?
Geçici Jandarma Komutanı aradı.
*Ne dedi?
“Yaralandı” dedi. O anda tabii, olan biteni söylemediler. Sonra beni Siirt’e götürdüler. Orada göremedim Bedri’ye, demek ki öyle kötü haldeydi ki izin vermediler. GATA’ya geldikten sonra üç gün sonra gördüm. Sağlığıyla ilgili bilgileri adım adım söylediler. Mayın elinde, yüzünde patlamış ama ne kadar zarar görmüş bilmiyordum. Önce “Beyinle ilgili bir ameliyat geçirdi” dediler.
*Ne hissettiniz?
Tuhaf bir şey. Yaşamasını istiyorsunuz, her ne pahasına olursa olsun, bunun için dua ediyorsunuz. “Allah’ım n’olur bana onu bağışla” diyorsunuz. Yoğun bakımda olduğu süreç, o 46 gün, çok zor geçti. Sanırım onun bugünkü sağlığına kavuşması bir mucize. Doktorlar da zaten öyle söylüyor. Her ay ortalama iki ameliyat oldu. Çok şükür artık az ameliyat kaldı.
*Nasıl geçiyor hayat?
Daha çok evde. Eşim, artık belli konularda bana bağımlı. Ama yine de her konuda ona danışıyoruz, sorunlarımızı o çözüyor, evimizin erkeği sonuçta. Onun yanında kalmayı ben tercih ettim, istesem yine çalışmaya başlayabilirdim. Ama onunla olmak istiyorum, onun bir başkasının yardımına muhtaç bırakmak istemiyorum. Zaten 7.5 aylık hamileyim...
*Bundan sonra hep Ankara mı?
Öyle gözüküyor. Şu an plastik cerrahiyle ilgili ameliyatlar devam ediyor. O ciddi ameliyatlar çok şükür bitti.
*Yüzündeki lekeler ne?
Barut lekeleri. Birkaç kez onu geçirmek için de ameliyat oldu. Sıyırıyorlar yüzünün derisini. Şu an lazer cihazı gelecek onu bekliyoruz, onunla tedaviye devam
edecekler.
*Dışarıya çıkıyor musunuz?
- Evet çok sık. Yürüyüş yapıyoruz.
*Sıkıntınız filan yok o zaman...
Var. Tuhaf tuhaf bakıyor insanlar. Resmen duruyorlar, uzun uzun inceliyorlar. Belli ki bu adam bir şey geçirmiş, başka türlü insan bu hale gelmez, e o zaman niye gözünü öyle dikiyorsun. Sadece bundan şikayetçiyim. Normal insan muamelesi yapılmasını tercih ederim...
*Ama eşiniz konuşmaya başladığında, insanları 10 dakika içinde etkisi altına alıyor, o zaman insan onun yüzünü kaybettiğini filan düşünmez oluyor...
Evet doğru, orası öyle...
*Tekrar hamile kalmayayım gibi bir tereddüdünüz...
Hayır, hiç olmadı...
*Büyük oğlunuz...
Aramızda en çok o bocaladı. Olay hakkında konuşulmasını istemedi. Başlarda babasından uzak durmak istiyordu. Şimdi 6 yaşında. Ve tamamen atlattı. Baktı biz problem yapmıyoruz, artık o da yapmıyor. “Anne babayı mutlu görürse, sorun olmaz” demişlerdi. Gerçekten de öyle. Biz mutlu bir aileyiz...
Paylaş