O adam...

Pazartesi günü yazımı yarıda bırakmıştım.

Gelmekten, gitmekten, 10km koşmaktan, konuşmaktan, filme çekmekten ve de yazmaktan artık bitap düştüğüm için soluklanma arası vermiştim.

Haberin Devamı

10km’nin sonunda bir adamla tanıştım.

 

Ben, kan ter içinde, elimdeki kameraya nasıl koştuğumu deli deli anlatırken; sarışın, uzun boylu, incecik bir adam eğildi kulağıma ve o şeker aksanı ile: “Sen Türkçe konuşuyorsun, Türksün değil mi?” dedi.

 

Dubai’de, Cuma Cuma 10km koşmuşum, kocamı kaybetmişim bulamıyorum, binlerce kişi var etrafta ve bir adam eğilmiş benimle Türkçe konuşuyor! Öyle komiğim ki şaşkınlıktan o gayet güzel Türkçe konuşurken ben ona ısrarla İngilizce cevap vermeye çalışıyorum.

Tanıştırayım sizinle, işte Michael Friedl.

Kısaca Mike J.

Haberin Devamı

 

O adam...

  

Mike 59 yaşında ve Alman. 21 yıldırİstanbul’da yaşıyor. 15 yıldır da, “Hayatımın şansı” dediği Fulya ile evli. Avrasya’ da 10 kez maraton koşmuş. Daha yeni Hindistan’dan koşup gelmiş Dubai’ye, yine koşmuş 10km. O anlatıyor, ben ağzım açık dinliyorum. Gökte ararken ben böyle insanları, Mike dibimde bitti diye iç geçiriyorum. Hayran oluyorum enerjisine. Ben de onun gibi olmak istiyorum işte!

 

“Kahroluyorum!” dedi Mike, “Dünyanın en güzel maratonlarından biri Avrasya maratonu. Yılda bir kere ve eşi benzeri yok. Keşke İstanbul Belediye’ sinde spor yapan, bu işe gönül vermiş daha fazla genç olsa. O zaman harika olacak.”

 

Ben de: “Ben eminim. İstanbul başaracak. Baksanıza biz büyüdük, spora giderek daha fazla önem verir olduk.” dedim, kendimce. Züğürt tesellisi hastalık olmuş bende.

Haberin Devamı

 

“Antalya var bir de...” dedim heyecan içinde. Amma kekim, tereciye tere satıyorum.“Hiç kaçırır mıyım, eşimle oradayız.” dedi. Kalakaldım.

 

O sırada baktım topallıyor, ayak bileğinde bandaj: “Mike sen bu halde 10km mi koştun?” dedim. “Evet” dedi gayet sakin, “Ben aslında Ultramaraton koşuyorum. Ama sakatlandığım için bugün 10km koştum” diye ekledi, ben tamamen kitlendim. Sağlamken fenalık geçirerek koşmayı zar zor bitirmişim...

 

Ultramaraton da nedir Mike?” diye sorma gafletinde bulundum.

 

Arkadaşlar sıkı durun şimdi, meğer Mike TransAvrupa koşusuna katılmış geçen sene. Kaç kilometrelik bir koşu bu dersiniz peki?

 

4500km!

 

Dört bin beş yüz kiii looo meeet reee!

Haberin Devamı

 

Her gün 70-80 km koşulan bir OLAY bu. Şaka değil. 19 Nisan’da başlamışlar koşmaya, bitirmişler 21 Haziran’ da. 

Ben hemen dilimi yuttum bunu duyunca tabi. Daha bir daha da konuşamam herhalde derken, Mike hüzünle anlatmaya devam etti...

 

(Buradan itibaren lütfen dikkatli okuyun. Ben yorum yapmayacağım, sözü sadece Mike’a bırakacağım. Bilmiyorum sizin de yüzünüz kızaracak mı benim gibi?)

 

Mike anlatıyor...

 

Bugüne kadar 250den fazla maraton koştum, bir dolu ultramaratona katıldım. Ama en unutamadığım olay ne biliyor musun?

 

TransAvrupa koşusuna Türkiye’den, Türkiye’ yi temsilen tek katılan bendim.

Gazetelere gittim. Bütün dünya basını orada olacak. TransAvrupa bütün dünyanın ilgilendiği bir ultra spor olayı. Gelin lütfen. Beni yalnız bırakmayın, dedim.

Haberin Devamı

Ben, Michael Friedl, Türkiye’ yi temsil ediyorum, Türkiye adına katılıyorum ultramaratona. 4500km koşacağım, dedim.

İtalya’da, Bari’de başlayıp Norveç’de bitireceğiz, dedim. Anlattım. Toplantılar yaptık.

 

Önce tamam dediler, 10 gün sonra bir telefon geldi.

 

Bana bu konuyla şu iki nedenden dolayı ilgilenmediklerini söylediler.

 

1-   Siz Türk değilsiniz. Yabancısınız.

2-   Biz size, ve böyle bir olay olduğuna inanmıyoruz.

.....

 

Utanç içinde yüzü kıpkırmızı dip not:

Buyrun bakın bakalım Michael Friedl’ ın adını görebilecek misiniz?

http://en.wikipedia.org/wiki/Trans_Europe_Foot_Race

 

Yazarın Tüm Yazıları