Paylaş
Duyunca boğazıma bir yumru oturdu.
Liseli ÇOCUK!
Reha Muhtar’ ın köşesinde ölümcül dozdan ölen Begüm’ ün annesi Yeşim Anne’ nin çaresizliğinin başkasına deva olması ümidiyle yazdığı o “yazılması çok zor ama hepimiz için bir başlangıç olabilecek” mektubu okurken, endişeyle not almıştım;
“Madde bağımlılığı konusunda ne yapabilirsin? Düşün Yonca!” diye.
Ben daha düşüne durayım, Ayşe hiç vakit kaybetmeden o adımı dün attı. Ayşe’ nin en takdir edilmesi gereken tarafı da bu; hepimizin içinden birşey geçerken, o vakit kaybetmeden yapar.
“Anneyi dikkatli dinlemek lazım, söylediklerini önemsemek lazım.” dedi.
Doğru.
Yeşim Argun bugüne kadar aslında kimsenin yapmadığı birşeyi yapıyor. Her zamanki gibi bizler oturduğumuz yerden, ana babayı suçlamaktan öteye gitmeyen klişelerle kendimizi kandırmaya devam ederken,
O bize bu işin hiç de sandığımız gibi olmadığını insanca, annece, sakince anlatmak için çabalıyor.
“Suçlamalarla vakit kaybedip dikkat dağıtmayı, kendinizi avutup kandırmayı da bırakın ve soruna çözüm arayın; bağımlılığı zamanında tespit etmenin yollarını sorun, araştırın, öğrenin!” diyor.
Amatem’ deki çok ciddi bir soruna dikkat çekiyor.
Nasıl da haklı!
Baksanıza ben bile, hala daha dün geceye kadar eroinmanı kolundan anlarım zanneden geri kalmış bir anneyim!
Esrar hakkında da hiç bilgim yokmuş... Bu konuda cahilim. Hani aklıma gelmeyen başıma gelemez sanki... Oysa nasıl da yanı başımızda bu tehlike...
Resmen hiçbir şey bilmiyorum!
Ne neyden şüphelenmek lazım, neye dikkat etmek lazım hiçbir fikrim yokmuş...
Yeşim Anne, dün Uğur Dündar’ la Ana Haberde sonra da Arena’ daydı.
Yanlarında bir uzman vardı, şu anda adını malesef hatırlamıyorum. O sırada not almak aklıma bile gelmedi endişemden... Aptal aptal “dağlara taşlara” filan derken yakaladım kendimi. Ne işe yarayacaksa? Batıl inançların, okuma üflemelerin sökmediği bir felaket bu madde bağımlılığı! “Allah korusun!” dedin mi, yetmiyor.
Uğur Dündar’ a sakin durmaya çalışarak konuşan, içi kan ağlayan annenin yanındaki o uzman;
Uyuşturu bağımlılığının liselerde ne seviyede olduğunun araştırmasını 2003 yılından beri(!) yani TAM 6 yıldır, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alamadıkları bir izin yüzünden yapamadıklarını söyledi!
Kulaklarıma inanamadım.
Uğur Dündar’ ın bunu duyunca nasıl kitlendiğini de anlatmama gerek yok. Bunu okuyan sizlerin de kitlendiğini düşünüyorum.
Uzman Hanım, “2003 yılından beri” derken, neredeyse gözleri, sesi, elleriyle yalvarır gibiydi;
“İzin verin en azından araştıralım, tespit edelim, liselerimizde madde bağımlılığı ne halde...Neydik ne hale geldik ne yapacağımızı bilelim” diye...
Hale bakın, halimize...
İzin bekliyoruz Milli Eğitim Bakanlığı’ ndan... 6 yıldır.
6 yıldır ülkemizde kaç kişinin eroinden öldüğünü bilen var mı?
Artış olmuş mu?
Acaba daha kaç çocuğu kurban olarak hediye edeceğiz uyuşturucu çetelerine?
Bakın lisedeki bir çocuk doktoruna “Eskiden uyuşturucu kullananı döverlermiş şimdi kullanmayanı dövüyorlar!” demiş bile!
Biz daha hiçbir şey bilmediğimiz gibi, araştıramıyoruz bile!
Üç vakte kadar falımızda izin çıkar mı sizce?
Yonca
“şüpheli”
Paylaş