İki vahim raporu yazan da aynı kontrolör

Oysa bu büyüklükte bir ceza ilk değil.

Yıllar önce benzer büyüklükte bir ceza Citibank’a kesilmişti.

O gün Citibank için yazılan rapor ve sonrasında yaşananlar bugünkü tartışmalara fazlasıyla ışık tutuyor.

* * *

Herkesin kafasındaki soru aynı: “Bu ceza teknik bir incelemenin sonucu mu yoksa siyasi bir cezalandırma mı?”

İş dünyası Doğan Grubu’na kesilen rekor cezanın “siyasi” olduğuna inanmak istemiyor. Çünkü öyleyse sadece Doğan Grubu ya da medya sektörü için değil herkes için “yandı gülüm keten helva”.

Serbest piyasa ekonomisini de demokratik açılımları da unutun gitsin.

Değilse Maliye Bakanlığı’nın bu vahim raporu bir an önce düzeltmesi gerekiyor.

Tıpkı Citibank örneğinde olduğu gibi.

* * *

2000’li yılların başı.

İki ayrı kontrolörler grubu yabancı fonlarla ilgili sektörel bir inceleme yapıyor.

Gruplardan biri inceledikleri kurumların yaptıkları işlemlerden dolayı vergi istisnasına tabi olduklarını belirtip “Her şey yasalara uygundur” diyor.

Fakat Citibank’ı inceleyen ikinci grup hazine ve SPK’nın tüm izinlerine rağmen yurtdışında yerleşik olan Citibank’ı İMKB’de %25 şartına uymadığı gerekçesiyle akıl almaz bir vergi cezasına çarptırıyor.

Bunun üzerine Citibank yetkilileri hemen Maliye’ye “İnceleme elemanlarınız çok vahim bir hata yaptı lütfen bunu düzeltin” diyor. Çünkü Vergi Usul Kanunu mükellefin hatalı rapor karşısında Maliye’den düzeltme talep etmesine olanak tanıyor.

Nitekim dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Gelirler Genel Müdürü Osman Arıoğlu gerekli incelemeyi yaptırdıktan sonra gerçekten de Citibank’a rapror yazan gelirler kontrolörünün hatalı olduğu sonucuna varıyor.

Ve hemen o dakika 3 milyar TL’yi aşan ceza sıfırlanarak rapor düzeltiliyor.

Sadece Citibank değil o yıllarda Türkiye’de işlem yapan onlarca finans kurumu bu sayede büyük bir haksızlığa uğramaktan kurtulmuş oluyor.

* * *

Şimdi sıkı durun.

O gün meslektaşlarının, yasaların ve tüm teamüllerin aksine hareket ederek, Citibank’a akıl almaz ceza kesen gelirler kontrolörü ile bugün Doğan Yayın Holding’e rekor düzeyde ceza kesen ekibin başındaki gelirler kontrolörü aynı kişi.

İsmini vermiyorum çünkü maksadım isim deşifre etmek değil, sermayeye düşmanca bakan, vergi mükellefini daha baştan kaçakçı olarak gören, yazdığı rekor cezalarla skor peşinde koşan ve siyasi iktidardan “aferin” bekleyen zihniyete dikkatinizi çekmek istiyorum.

Maalesef bu zihniyete sahip kişiler arasından biri Cumhuriyet tarihinin iki en büyük hatalı vergi cezasına imza attı.

* * *

Cezanın teknik ayrıntılarına girmeyeceğim, onu işin erbabına bırakıyorum.

Fakat hisse senedinin fiziken ortadan kalktığı dijital çağda ilmuhaberin kanunda açıkça belirtilmiş olmasına rağmen cezaya dayanak teşkil etmesini, KDV muafiyetine rağmen cezanın üçte ikisinin KDV’den kesilmesini, ortada herhangi bir ticari kazanç yokken kazancı olmayan işleme vergi çıkarılmasını basit bir vatandaşın bile anlaması mümkün değil.

Bu yüzden dünyanın dört bir tarafından hükümete dönük tepki çığ gibi büyüyor.

Avrupa Komisyonu’ndan New York Times’a hemen herkes bu işin arkasında basını susturmaya dönük siyasi bir motif arıyor.

Haksızlar mı?

* * *

İşte tam da bu noktada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci’nin tıpkı Citibank olayında olduğu gibi acilen devreye girip en başta kendilerini töhmet altında bırakan bu hatalı raporu düzeltmesi gerekiyor.

26 yıl Maliye bünyesinde üst düzey görev yapan eski İstanbul Defterdarı Kadir Boy mesleği ve meslektaşları adına dün çok haklı bir isyanı dile getirdi: “Meslek hayatım boyunca ben böyle bir raporu ne gördüm, ne duydum, ne de olabileceğine ihtimal verirdim. Bu bize öğretilen her şeye ters.”

Madem bu işte herkesi isyan ettiren böylesine bir terslik var, yanlışı düzeltmek Maliye Bakanlığı’nın görevi.

Ben bu aşamada her şeye rağmen Citibank örneğini hatırlayarak “Ceza siyasidir” demeyi uygun bulmuyorum.

Hükmümü vermek için Maliye’nin atacağı adımı bekliyorum.