Paylaş
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’la yaptığım görüşmede, Karadeniz Sahil Yolu’yla ilgili yerel yönetimlerin tüm şikayetlerini ilettim. Yerel yönetimler, köprü ve yollara yakın yerdeki çakıl ve kumu temizleme yetkisi olmamasından, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de bu işlemi zamanında yapmamasından şikayetçiydi. Durumu fotoğraflarla izah ettiğimde bakan, Karayolları Genel Müdürü’nü çağırıp talimat verdi. Sahil yolunun, önceki hükümetler tarafından başlatılıp büyük yatırımlar yapılmış olduğu için tamamlayıp hizmete soktuklarını belirten bakan, köprüler konusunda da tek sorumlunun Karayolları Genel Müdürlüğü olmadığını hatırlattı.
BAZ İSTASYONLARI ÜÇ KART ARTMALIYMIŞ
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, belediye, kaymakamlık, il özel idaresince de köprü yapıldığını belirtip, tüm kurumların riskler konusunda aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini vurguladı.
Üsküdar’daki Kerpiçhane Çocuk Parkı’na konulan baz istasyonunu da sordum. Baz istasyonları olmadan haberleşmenin olamayacağını ve insan sağlığına zarar verdiklerine dair bilimsel bir bulgunun olmadığını fakat buna rağmen Türkiye’de uluslararası sınırların dört kat daha yükseğini uyguladıklarını söyledi. Ayrıca Avrupa standartlarına göre Türkiye’deki baz istasyonlarını üç kat daha artırmamız gerekiyormuş! Bakan, Kerpiçhane Parkı’ndaki baz istasyonunda ölçüm yaptırıp sonucu bildireceklerini söyledi.
Kendisine rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasını hatırlatıp kaza kırım ekibinde neden meteoroloji mühendislerinin bulunmadığı sordum. Bana göre aşırı soğuk sıvı su damlacıklarından oluşan sise helikopter girince üzerinde şeffaf bir buzlanma oluşmuş olabilir, bu da irtifa kaybına neden olmuş olabilir. Bakan Bey, kazaların tek bir nedeninin olmadığını ve tüm ihtimallerin devletin tüm kurumlarındaki uzmanlardan yararlanarak araştırıldığını belirtti. Kendilerine Sivil Havacılık Dairesi Uçuş Harekât Uzmanı (Dispeçer) Lisans Yönetmeliği’ni de göstererek, kursla herhangi bir lise ve yüksekokul mezununun pilotlara meteoroloji brifingi vermesinin doğru bir uygulama olmadığını da anlatmaya çalıştım. Benzer şekilde Bolu Tüneli’nde otomatik yol meteoroloji istasyonuna bağlı olarak çalışan buz çözme sistemi ve ülkemizdeki havalimanlarının yer seçimi ile birlikte pistlerin yönlendirilmesinde meteoroloji mühendislerinden yararlanılmadığı hususundaki klasik şikâyetlerimizi ilettim.
TRABZON’A TREN
Tekrar Doğu Karadeniz’e dönerek Bakan Yıldırım’a, Atatürk’ün Trabzon’a demiryolu getirme sözünü hatırlattım. “Bu bizim için bir talimattır ama henüz bu konu gündemde değil” dedi. Zigana’dan demiryolu geçirmenin zor bir iş olduğunu anlattı.
En zor soruyu en sona bırakmıştım! Ünlü bilimkurgu TV dizisi “Uzay Yolu”nda gördüğümüz şekilde insanlar bir yerden başka bir yere ne zaman ışınlanacak? Bildiğiniz gibi Kaptan Kirk, mürettebatı ile cep telefonuna benzer bir aygıt ile haberleşiyor ve koordinatlarını verdiği yere anında ışınlanıyordu. Artık Kaptan Kirk gibi herkesle haberleşebiliyoruz ama ışınlama olayında herhangi bir gelişme yok. Bakana, “lobilerden mi çekiniyorsunuz” diye takıldım. O da bu konunun bizim, yani bilim adamlarının işi olduğunu, lobilerden çekinselerdi hava ve demiryollarındaki atılımları yapamayacaklarını anlattı.
Kendisine İstanbul-Ankara hızlı treninin sefere başlamasıyla birlikte “Vatandaş İstanbul-Ankara-İstanbul’a uçakla değil, hızlı trenle git” şeklinde bir çevre koruma çağrısı/kampanyası yapacağımı da söyledim. Ama dayanamayıp işte gördüğünüz gibi kampanyaya şimdiden başladım bile!
Paylaş