İhracat artmadan büyüme gelmez

YÜZDE 13.8’lik ilk çeyrek daralması, yarattığı sürpriz etkisinin yanısıra, bundan sonra yoğun olarak tartışılacak bir konu olarak, gündemimize girmiş bulunuyor.

Haberin Devamı

Gerçi piyasalar beklentilerinüzerinde gelen bu rakamı satın almadılar ama bu riski biriktirmedikleri, ileride fiyatlara dahil etmeyecekleri anlamına gelmiyor.

Yaşanan bu keskin daralmada yönetim hatası olduğu, gerekli kararların zamanında alınmamasının etkisinin büyük olduğu açık. İlk çeyrek itibariyle en fazla olumsuz etkilenen ülkelerin arasında Türkiye’nin başı çekmesi zaten bu yönetim hatasını çok somut biçimde ortaya koyuyor.

Ancak artık ileriye bakmak gerektiği de ortada. Daralmanın nedenlerini iyi araştırıp, bundan sonra ekonominin daha çabuk ve hızlı toparlanması için nelerin yapılması gerektiğinin saptanması gerekiyor.


ÖZEL SEKTÖR KAYNAKLI ÜRETİM

İşte tam bu noktada uzun süre Türkiye’de iç talebin üretimi sürükleyecek ölçüde canlandırılamayacağı gerçeği karşımıza çıkıyor. Çünkü mali disiplin çok bozuldu ve içtalebi artırmak için yapılacakların makro ekonomik denge üzerinde yaratacağı tahribat mutlaka düşünülmek zorunda. Bu nedenle iç talebin kamu harcamalarını artırmadan, Hazine’yi borç sarmalına sokmadan canlandırılması, bunun için de özel sektör kaynaklı bir üretim planlaması yapmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Bu konuda adım atılmaya başladı ama yeterli değil. ÖTV ve KDV indirimleri kendisinden beklenen etkiyi yaptı ama artık yetmiyor. Haziran ayı üretim rakamları, Nisan-Mayıs’taki kıpırdanmanın yeniden yavaşladığını gösteriyor. Yani ÖTV ve KDV indirimlerinden sonra şimdi yeni bir şeyler yapmak gerek.

Bu açıdan, örneğin Kredi Garanti Fonu’nun işlemesi neden bu kadar geciktiriliyor bence anlaşılabilir gibi değil. Belli ki kamuya mümkün olduğunca yük getirmeden, bu tür önlemlerin sırayla devreye sokulması gerekiyor


İHRACATÇI IMF’İ İSTEMİYOR AMA

Aslında ekonomik büyüme için en sağlıklı yol tabi ki ihracatın artırılması ama şu anda bu konuda da fazla umut yok. Dün TİM tarafından açıklanan ön rakamlara göre, ihracattaki düşüş haziran ayında da devam etti. Haziran ayında ihracat yüzde 32.8 azalışla 8.1 milyar dolar olurken, yılın ilk 6 aylık döneminde ihracattaki toplam düşüş oranıyüzde 34.5 oldu. Haziran ayı itibariyle 12 aylık ihracatın iseyüzde 15.5 düşüşle 104.4 milyar dolar olduğu hesaplandı.

Haberin Devamı

Dolayısıyla Türkiye’nin en büyük mal sattığı, Avrupa ve Rusya başta olmak üzere, dış pazarlar canlanmadığı, özellikle gelişmiş ülkelerde içtalep artmadığı sürece, bizim eski ihracat rakamlarını yakalamamız da çok zor görünüyor.

Açıkca söylemiyorlar ama, ihracatçılar Hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması imzalamasına karşı çıkıyorlar. AKP bünyesinde lobi yaptıklarını, “anlaşma olduğu takdirde kurların aşağı geleceğini, bunun da ihracatı iyice baltalayacağını” söylediklerini biliyoruz.

Halbuki tablo artık açık. Türkiye IMF ile anlaşma sağlayıp, tüketici ve yerli-yabancı yatırımcıya güven vermediği sürece, büyümede kalıcı bir kıpırdanma yaşamamız bir hayli zor.

Yazarın Tüm Yazıları