Alex'in dünyası

3 gün önce Roma’da Barcelona-Manchester United finalini izledikten sonra Türk futbolunun gerçek eksiğinin ne olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

Fenerbahçe bu ligin en güçlü takımıydı. Ama üç kulvarda yarışmayı kaldıramadı. Takımın kilit oyuncusu Alex yaşlı ve temposuz. O oynadığı sürece istatistiklerini ilerletirken Fenerbahçe zaman kaybetti. Dün geceki maçta takımının ilk golünü atıyor olması ve galibiyetteki payı onu taraftarın gözünde çok değerli kılmaya devam edecek belki. Ama sezon içinde söylediği sözler iyi analiz edilmez, Alex’in dünyasında kalınırsa Fenerbahçe gelecek sezonu da kaybedebilir.

Sabırlı, akıllı ve tempolu oynayan ama oyuncu kalitesi Fenerbahçe’nin gerisindeki Beşiktaş iki kupayı da kazandı. Alex sezon içinde, "Ben hücumda etkili bir oyuncuyum. Benden top kapmam, adam kovalamam beklenmemeli" demişti. Bu işi yapacak başka oyuncular olduğunu söylemişti. Oysa dünya futbolu başka yöne gidiyor. Alex artık geride kalan bir devrin yıldızı.

Fenerbahçe yönetiminin Renato Aguosto gibi oyuncularla ilgilenmesi, yönetimde sağduyulu olduğunun göstergesi.

Trabzon üzülmemeli

Aragones’le ilgili artık konuşmaya fazla gerek yok. Sanırım tazminat problemi çözülene kadar "gitti" diyemeyeceğiz. Keşke başarılı olsaydı, keşke Türk futboluna genç yıldızlar kazandırabilseydi. Ama yaşı ve kulüp çalıştırıcılığındaki yetersizliği buna engel oldu.

Ahmet Özen yönetiminde güzel bir finiş yapan Trabzonspor üçüncü olduğuna üzülmemeli. Bu kadrosuyla gelecek sezon da iyi işler yaparlar. Ama şampiyon olmak istiyorlarsa şehirdeki sorun yaratan insanları frenlemeleri gerek. Çünkü Trabzonspor’un en büyük rakibi onlar. Gökhan’ı beğenmeyen, Alanzinho’yu yerden yere vuran, Ersun Yanal’ı liderken bile eleştiren, kırılma noktalarında başkana baskı yapanlar.
Yazarın Tüm Yazıları