2dk okuma
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KAYAHAN’ın şarkısı "Büyük aşkım" çalıyor.
Hillside’ın, Banyan Tree’lere taş çıkartan tesislerinden ve tabiatından aşağı doğru iniyoruz.
Geride üç günlük müthiş lacivert bir tatil bırakmışım.
Mutluluk hormonları ruhuma akıyor.
Bir gün önce, Fethiye Körfezi’nin çıkışında, bir balina görmüşüm.
Teknemizin hemen ilerisinde, muhteşem kuyruğu ile bize bir şov yapmış.
Yani üç günlük ve dört dörtlük bir tatilden dönüyorum.
Biraz hülyalı, biraz dalgın aşağılara bakıyorum.
* * *
İşte tam öyle bir anda, çam ağaçlarının arasından o şehri görüyorum.
Coğrafya duygum karışıyor.
Sanki başka bir liman, başka bir şehir başlıyor.
Kendimi bir anda İtalyan sahillerinde hissediyorum.
O dalgınlıkla beni havaalanına götüren taksinin sürücüsüne soruyorum:
"Biz neredeyiz?"
"Fethiye’de" diyor.
Fethiye’ye gelmeyeli kimbilir kaç yıl olmuş.
Kafamda, güzel bir Akdeniz kasabası kalmış.
Kasaba derken sadece tabiatını kastediyorum.
Yoksa şehirden kalan fazla bir şey yok hafızamda.
Bu defa, gerçek bir Avrupa şehriyle karşı karşıyayım.
Fethiye büyümüş.
Yolları, estetiği gelişmiş.
Kuşadası’nı mahveden o bina felaketi burayı tarumar edememiş.
Şehrin içinden denize akan nehrin kenarları düzenlenmiş, Eskişehir’deki gibi, "şehrin içinden akan güzel bir akarsu" haline gelmiş.
Sürücünün sesi dalgınlığımı bozuyor:
"Yolumuzu 300 metre uzatabilir miyim?"
Her şüpheci müşteri gibi kendi kendime soruyorum:
"Acaba bir yere mi uğrayacak, yolu mu uzatacak?"
Neyse ki çabuk geçiyor ve sorunun gerçek nedenini ve samimiyetini anlıyorum:
Taksinin sürücüsü hayranlığımı fark etmiş olmalı ki, beni şehrin yukarı taraflarına çıkarıp oradan manzarayı göstermek istiyor.
Yine anlıyorum ki, Fethiye’nin şehrine áşık bir hemşerisi.
Yol boyunca övünerek, yaşadığı, ekmeğini kazandığı şehri aşkla anlatıyor.
Oysa ailesi 30 yıl önce Çorum’dan gelip oraya yerleşmiş, 30 yıl onu hemşeri yapmış.
* * *
Fethiye’nin MHP’li Belediye Başkanı Behçet Saatcı, üç dönemdir belediye başkanı seçiliyormuş.
MHP hakkında, "Ülke yönetebilir mi" endişesi olanlar, gidip bu partinin bir üyesinin şehrini nerelere yükselttiğini görmelidirler.
Türk siyasetinin gerçek başarı performansı yerel yönetimlerde atıyor.
Eskişehir’in DSP’li, Kayseri ve Denizli’nin AKP’li belediye başkanları ve daha pek çoğu, başka partilere oy veren insanlardan da oy alabiliyorlar.
Siyasetin böldüğü Türkiye’yi, yerel hizmetin kalitesi birleştiriyor.
Bir de çok önemli başka bir faktör var.
Fethiye, Türkiye’de yabancıların en çok emlak aldığı yerlerden biri.
Çok sayıda İngiliz, Fethiye’de oturuyor.
Ben, Avrupa’dan gelen bu insanların, Türkiye’ye çok büyük yararları olduğuna inanıyorum.
Çünkü ülkelerindeki estetik ve hizmet kalitesini burada da talep etmeye başlıyorlar.
* * *
O nedenle, yabancıların konut alımını mutlaka kolaylaştırmalıyız.
Göcek’te kaldığım gün Hürriyet Akdeniz’in manşetinde çok önemli bir haber vardı.
Antalyalı emlakçılar, yabancılara konut alma izninin Ege Ordu Komutanlığı’ndan alınıp Antalya’daki komutanlığa verilmesini istiyormuş.
Çünkü Ege’den izin almak en az 6 ay alıyormuş.
Hálá niye böyle bir askeri bürokrasi var anlamıyorum.
70 milyon insanın yaşadığı bir ülkede 1 milyon yabancının evi olsa ne olur?
Hálá bundan mı korkuyoruz?..
Anlamayanların gidip Fethiye’yi görmesini işte bu nedenle çok istiyorum.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları