ERSUN Yanal’ın kurduğu takım, onsuz nasıl oynayacaktı? Trabzon’da Kayserispor maçı öncesi cevabı herkesçe merak edilen en yaygın soru, buydu.
Yanal’ın vazgeçemediği Selçuk hasta, Song da yedek kulübesindeydi. Onun döneminden bir başka fark, sağ beklerden Tayfun’un stoper, Serkan’ın da sol kanat oynaması; sağ beke bir kenarda unutulan Ferhat’ın atanmasıydı.
Sahada geçmişten farklı olan en önemli özellik ise "Topun yükseltilmesi yasağı" idi. Yerden çok pasla rakibin yorulması, dengesinin bozulması hedeflenmişti. Bu, önemli, gerekli doğru uygulamaydı.
Maçın 5. dakikasında Gökhan’ın düşürülmesine nasıl penaltı verilmediği tartışılırken, Umut’un baskın golüyle öne geçen Trabzonspor, iki dakika sonra Gökhan’ın bilardo golüyle önemli bir avantajı yakaladı. İlk yarının son dakikasındaki penaltı golüyle gelen 2-1’lik skor, Trabzonspor için rahatsız ediciydi.
Zordu, kolay kazandı
Bu rahatsızlık, ikinci bölümde topu şişirme hastalığının depreşmesine ve kaos futbolunun geri dönüşüne neden oldu. Ayağına her top gelen ileri dikti, nereye gittiğini önemsemeden. Her top, Kayseri hücumu olarak geri döndü.
Kontratak çalışması yapan Trabzonspor takımı, Umut’un düşürülmesinden kazanılan penaltıyı Colman ile gole tahvil etti. Son dakikada genç Barış’ın pişirdiği pozisyonda Gökhan, golü rakip kaleye servis yaptı.
Trabzonspor zor bir maçı, umduğundan daha kolay kazandı.
Bu galibiyet, bu sezonun hedefi olan Avrupa kupaları için çok önemliydi. Oyunun belirli bölümlerinde ciddiyetsizlik tavan yaptı bordo mavili takımda. Buna rağmen ligin en az gol yiyen takımı Kayserispor’a tam 4 gol attılar. Avni Aker’de güzel olan, maç sonu kolbastısının geri dönüşü idi. Gerçekten çok güzeldi... Yaşanamamış bir şampiyonluk kadar...