Orada neler oluyor

Amsterdam kazasından sonra THY’de hiçbir şey değişmedi. Kimse bu işi onur meselesi yapmadı.

Uçuş İşletme Başkanı’ndan Eğitim Başkanı’na, Uçuş Emniyetin tepesinden Kabin Hizmetleri Başkanı’na kadar çok ama çok sorumlu insanlar koltuğunu bırakmadı. Başını önüne bile eğmedi.
Pilot eğitimindeki eksiklikler, kabindeki hatalar, bir kazanın anatomisinde yerlerini aldılar. Kadavra bir uçak masada yatıyordu ve deştikçe iç kanamalar, çeşitli organlarda da ortaya çıkıyordu.
Ama kimse rahatsızlık duymadı.
Hızlı büyümenin hızına uymayan eğitim ve kontrol sistemi, kanamaların gerçek nedeniydi.
Kanamalar sürdükçe milyar dolarlık kârlar bile açıklansa ne değeri var?
İnsan hayatı sorumluluğu taşıyan bir iş yapılıyor.
Üstelik dünyanın en güvenli yolculuğu, bütün imkanlara rağmen organizasyon hataları yüzünden tedirginlik yaratıyor.
İnsanlar huzursuz uçtuklarını söylüyorlar. Tedirgin davranıyorlar, ürkek ve endişeli uçuyorlar. Bayrak taşıyıcımız için ne pahalı bir fatura değil mi? Açıklanan kârdan düştüğünüzde milyar dolarlık bir borç çıkıyor ortaya...
Ve geride kalan hafta Tiflis’te yaşanan olay. Birbirine yakın iki havaalanı, iki pist olsa ne olur? Hepsinin yaklaşması, alçalması ayrı. Elde Jeppesen denilen haritalar var. Altınızdaki uçak her şeyi sesli itiraf etmek için yaratılmış. Ama ‘cart’ diye askeri havaalanına teker koyuyor. Tam o sırada Vaziani Üssü’nde askerler atış talimi yapıyor. Bakıyorlar ki bir Türk Hava Yolları uçağı iniyor. Zorunlu iniş sanıyorlar. Bir felaket olacak diye bekliyorlar. Onlar şaşkın bakışlarla izliyorlar. Yolcular camdan bakıyor. Daha önce gelenler bu kadar kısa sürede terminal binasının nasıl olup da küçüldüğünü düşünüyorlar. Askeri araçları görünce darbe olduğunu sanıp daha da tedirginleşiyorlar.
Sonuç: Doğru zaman, yanlış meydan. Görüş uzaklığı yeterli, 10 kilometre ve üzeri. Hava açık. Sanırım manuel iniyorlar. Uçağın Mesul Kaptanı Mehmet Kesik deneyimli bir Boeing 737-800 pilotu. İki yıl önce Airbus A330/A340 filosuna atandı. Simülatör eğitimi için Airbus’ın merkezi Toulouse’a gitti. Yeterli puan almadığı için tekrar görev yaptığı 737 filosuna döndü. Başına böyle bir olay gelince de onurlu davranıp ayrılma kararı verdi.
İkinci Pilot Murat Çelik ise 15 yıl Hava Kuvvetleri’nde F-4E ya da bilinen adıyla ‘Phantom’ uçaklarında uçtu. 2006 yılında ayrıldı. Çeşitli özel havayollarında uçtuktan sonra geçtiğimiz yıl THY’ye girdi. Hızlı büyüme sürecine katıldı.

YAKLAŞMA HARİTASINDA UYARI VAR
? Tiflis Havalimanı yaklaşma haritasında ‘Vaziani Askeri Üssü’yle karıştırmayın’ uyarısı buluyor.
? THY Yönetim Kurulu, gündeme aldığı 8’den 6 yıla inen kaptan pilot olma süresini onaylamadı.
? Acil kaptan pilot ihtiyacı için ilk etapta 20 yabancı pilot alınıyor. Alman, Danimarka ve İsveçli pilotlar, izin alınması ve simülatör eğitimlerinden sonra 737 ve A320’de uçacak. 777’de de yabancı pilot alımı planlanıyor.

SIRADA VIP A330 MU VAR
Başbakanlığa yeni gelen Gulfstream G550 tipi uzun menzilli iş jetinden sonra bir adet de geniş gövdeli, Airbus A330 tipi uçak alımının gündeme geldiği iddia edildi. Uzun menzilli, kalabalık gidilen seyahatlerde kullanılacak uçak için görüşmelerin yapıldığı belirtiliyor. Airbus A330’ların yolcu modelinin fiyatı 180-200 milyon dolar arasında. Uçağın kabininin VIP konfigrasyonuna getirilmesi ile fiyatın en az 250 milyon dolara çıkması bekleniyor. Çift motorlu A330’un VIP kullanıcıları arasında Suudi Arabistan, Katar Emirliği ve Endonezya bulunuyor. Fransız Hükümeti de Haziran 2008’de VIP uçuşlarında kullanılmak üzere iki adet Airbus A330 siparişi vermişti. Bu arada 777’ye geçecek 44 pilotluk listede Başbakanlığın Airbus A319CJ TC-ANA uçağında görev yapan Ceyhan Yılmazcan, Tolga Malkoç ve Eşref Ruhan Şerbetçi’nin A330/A340 filosuna atanarak eğitime başlaması dikkat çekti.

SON AYLARDAKİ OLAYLAR

? 5 Mart’ta İstanbul Atatürk Havalimanı 36 sağ pistine yaklaşan THY’nin Boeing 737-800 uçağı, 900 metre (2 bin 700 feet) yükseklikte olması gerekirken 533 metre yani 1600 feet’e alçalmıştı. Amsterdam kazasından sonra yaklaşan uçakların irtifalarını da dikkatle izleyen hava trafik kontrolörü hemen pilotu uyardı. Uçaktaki pilotlar ne yazık ki durumun farkında değildi. Yine radyo altimetre arızası vardı. Ve bütün uyarılara rağmen kokpitteki gözler ana uçuş göstergelerinden biri olan altimetre ile temasta değildi...
? Amsterdam kazasının olduğu 25 Şubat’ta THY’nin İstanbul-Johannesburg seferini yapan THY uçağı sert iniş gerçekleştirdi. Aynı tip uçağı işleten Güney Afrika Havayolları’nın teknik bölümü ve imalatçı Airbus ile görüşen THY yetkilileri, uçağın Johannesburg’ta kalmasına karar verdi. Johannesburg’tan Cape Town’a devam edecek yolcular Güney Afrika Havayolları ile gönderildi. Dönüş yolcuları ise İstanbul’dan gönderilen boş uçakla alındı. Olayın kaptan pilot eğitimi sırasında meydana geldiği ortaya çıktı. Uçağın iniş takımları bakıma alındı. Kontrollerden sonra A340 boş olarak İstanbul’a getirildi. Pilot için nasıl bir prosedür uygulandı, bilmiyoruz.
? 30 Mart’ta THY’nin İstanbul-Sinop seferini yapan yolcu uçağının pilotu indikten sonra yaptığı kontrolde dönüş için yeterli yakıt olmadığını tespit etti. Ancak Sinop’ta yakıt yoktu. Uçak kalkıp önce Samsun’a indi. Oradan yakıt aldıktan sonra İstanbul’a uçtu. Aktarmalı gerçekleştirilen uçuşun sonrasında yapılan incelemede yakıtın uçuş harekat tarafından yanlış hesaplandığı, pilotların bunu kontrol etmediği ortaya çıktı.

Sadık Elmas, Yeni Delhi’ye gidiyor

Alman Lufthansa Havayolları’nın Türkiye’deki ilk Türk Genel Müdürü Sadık Elmas (solda), Yeni Delhi’ye Güney Asya Yer İşletmeleri ve Havalimanları Genel Müdürü olarak atandı. Sadık Elmas’ın yerine Gregor Wende (sağda) geldi. Eşi Türk olan Wende, 1989-1992 arasında havayolunun Ankara Müdürlüğü’nü, arkasından 1992-1996 yıllarında da THY-Lufthansa ortaklığında Antalya merkezli kurulan SunExpress Havayolları’nın da Pazarlama Direktörlüğü’nü yaptı. Evli ve 24 yaşında kızı olan olan Wende, yeni görevi öncesinde Lufthansa’nın Çin Genel Müdürü’ydü.
Sadık Elmas, Türkiye’de geçen 6 yıldan çok memnun olarak ayrıldığını söyledi. Elmas, “Bu göreve ilk defa bir Türk atanıyordu. Bir yandan onurlu, bir yandan da beklentilerin çok yüksek olduğu bir pozisyondu. Güzel işler yaptık. Ekibimle çok uyumluyduk. Hedefim 4 yıl daha çalıştıktan sonra emekli olup Türkiye’ye yerleşmek ve burada da bir şeyler yapmak” diyor.
Yeni Türkiye Müdürü Gregor Wende, evde Türkçe konuştuklarını söyleyerek “Türkiye’deki üçüncü görevime başlayacağım için çok mutluyum. SunExpress’teki görevimi de Sadık Elmas’tan devralmıştım. Eşim Sibel’le birlikte Ankara ve Antalya’dan sonra şimdi İstanbul’da yaşayacağız. Türkiye, Lufthansa için çok önemli bir pazar. Hedefim son yıllardaki başarılı büyümeyi devam ettirebilmek” dedi.
Yazarın Tüm Yazıları