İKİNCİ yarının yenilmeyen tek takımı Beşiktaş.. Üst üste aldığı istikrarlı sonuçlarla şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri haline gelen takım Beşiktaş.. Yusuf ve Ernst gibi iki devre arası transferinden birden çok yüksek verim alan takım da Beşiktaş.. Seyircisiyle barışan, savunmasını toparlayan, küskün yabancılarını hizaya sokan takım da Beşiktaş..
Peki ilk yarının sonunda altıncı sırada olan, her hattıyla dökülen, sürekli kart gören, şampiyonluk yolundaki rakiplerine yenilen de Beşiktaş değil miydi? Ne değişti siyah-beyazlılarda? Nasıl oldu bu çıkış? Nasıl yakalandı bu müthiş hava?
Yanıt çok basit aslında.. Futbolda tek gerçek var.. O da kazanmak.. Ne kadar kötü oynarsanız oynayın kazanarak devam ettiğiniz sürece morali sıfırlanmış oyuncularınız toparlanıyor, seyirciniz kendine geliyor, teknik kadroya olan güven artıyor, yönetim rahatlıyor.. Top içeri girdiği zaman her şey güzel, girmezse yapılan her şey yanlış..
Heyecan geri geldi
Bu sihirli oyunun güzelliği, çekiciliği de burada aslında. Her zaman en iyi kadroya sahip olan, en çok parası bulunan, en görkemli transferleri yapan takım başarılı olamıyor.. Aslında çoğunlukla olamıyor.. Başarılı olanlar, küçük-büyük ayırt etmeden her rakibe saygı duyanlar.. Başarılı olanlar, her idmanı, her maçı aynı ciddiyetle yaşayanlar..
Beşiktaş şampiyon olamayabilir de.. Ama siyah-beyazlı takım taraftarına bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğine inandırmış. Bir ara kaybolan o heyecanı tekrar vermiş tribüne.. Bu bile büyük bir başarı değil mi?
Dün mükemmel bir Yusuf vardı sahada.. Sürekli koşup pres yapan takım arkadaşlarını tamamlayan isimdi. Golü nefisti ama oyunun her sıkıştığı an topu kullanması daha önemliydi.
Cisse, Ernst’in katkısını görmüş ve ona yapılan tezahüratları kıskanmış olacak ki özellikle son 30 dakika çok iyi oynadı. Hücuma kalktı, top çaldı, iyi paslar attı.
Delgado gibi bir kozunuz yokken yedek kulübesinde Holosko,Tello gibi isimleri bulundurabiliyorsanız şanslı bir teknik adam sayılırsınız. Ama kolay bir kartla 10 kişi kalan Kayserispor’u daha rahat yenmeliydi Beşiktaş.. Sanırım Mustafa Denizli de oyunun büyük bölümünde keyifle değil de sıkıntıyla izledi oyuncularını..
Konuk takım için olumlu şeyler söylemek zor.. Aynı Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarındaki gibi oynadılar. Sanki tek amaçları rakibi bozmak gibi oynuyor Kayserispor.. Sahada çok koşan, çok pres yapan, çok iyi savunan ama hücum adına hiçbir şey yapmayan bir takım vardı yine.. Sezon başından beri olduğu gibi..