Mazeret aramayın

AVRUPA birincisiyle, üçüncüsü oynuyor. Avrupa birincisi iyi olsa, iyi. Çok kötü bir İspanya. Biz ise ondan da kötüyüz. Eksik olabiliriz, Servet, Hamit yok. Ama, sahada iki kulağı, iki gözü, birer burnu olan futbolcuların mücadelesi dün geceki bu futbol.

Hamit sakat. Bence bizim için en büyük eksiklik bu oyuncunun olmayışı. Peki, bütün bu eksiklerden sonra kimin çıkması lazım sahneye? Emre Belözoğlu. O nerde? O da yok. Eee hani, bu oyuncu çok öfkeliydi. Hani bu oyuncu her şeyi değiştirirdi? Bu İspanya karşısında eğer sen kımıldayamıyorsan ve sadece kendi ekseninde dönüyorsan, ölmüşsün. Ama kabahat sende değil. Sana inanan, güvenen Fatih Terim’de.

"Eksiğiz" diyoruz, "sakatız" diyoruz, "noksanız" diyoruz ve bu İspanya bizi evinde pozisyona girmeden yeniyor. İstanbul’da ne yaparız? Onu bilemem. Ama dün gece kişilikli ve şahsiyetli futbol oynamadık. Ve maalesef futbol oynamadan yenildik. İşin daha da kötüsü futbol oynamayan bir takıma yenildik.

Hani, onlar oynasalardı biraz diyeceksin ki, "O zaman rakip iyiydi ve biz de yenildik."

Çok rahat oldu

Yani, dün gecenin hiçbir mazereti yok. Tamam, belki biz yenildiğimiz için üzüldük. Türk Milli Takımı bu değil. Eksik olur, sakat olur, formsuz olur. Ama Türk Milli Takımı sahaya çıkar, çatır çatır kavga ederek maç oynar. Kazanır veya kaybeder. Dünkü kadar kişiliksiz ve şahsiyetsiz bir milli takım uzun zamandır görmedim.

Del Bosque bu kadar rahat kazanacağını zannetmemiştir. Del Bosque, herhalde hayatının en rahat maçını kazandı, top oynamadan. Daha da ilginci mücadele etmeden. Tahmin ediyorum bu kadar kolay bir Türk Milli Takımı’yla karşılaşacağını tahmin etmemiştir. Yazıklar olsun.
Yazarın Tüm Yazıları