TRABZONSPOR için tamam veya devam maçıydı. Elbette ligin sonuna kadar çok maç vardı ve bu derenin altından çok su akardı ama zirve için iddianın sürmesi, Galatasaray karşılaşmasının kazanılmasıyla doğrudan ilgiliydi.
Ve zaten Galatasaray, Sivasspor ve Fenerbahçe maçlarını kazanacak; diğer maçlarına da ciddiye alacak Trabzonspor, şampiyonluk yolunda rakipsiz kalırdı.
Ancak bordo mavililerin henüz ligde bu sezon Türkiye Derbisi kazanamamış bir takım olduğu da gerçekti.
Gol Kaçırma Formulası’nda forvetleri şampiyonluk yarışı yapan Trabzonspor’un etkili kanat oyuncusu Yattara, üstü açık kaldığı(!) için nezle olmuş, son anda kadro dışı kalmıştı. Neyse ki, onun yedeği Alanzinho vardı sahada.
Ve bir de futboldan bihaber hakem Yunus Yıldırım.
İkisine de yaramadı
Galatasaray’ın golü öncesi Alanzinho’ya gözünün önünde yapılan faulü çalamayan kural yabancısı Yıldırım’ın, bu olayın sonrasındaki tek doğru kararı, yardımcısının uyarısıyla Yaser’e gösterdiği kırmızı kart idi. Hem Galatasaray çokça da Trabzonspor aleyhine futbolu katletti. Maç boyunca futbolculardan yediği zılgıtlarla durumu idare etti.
Alanzinho’nun golü, mükemmeldi. Sonra topu rakibine verip, kontratağı düşündü bordo mavililer ama beceremedi. Faulle karışık, kural dışı golle beraberlik geldi.
İkinci yarıda Trabzonspor saldırdığını zannederken, Sylva-Song-Tayfun ortak yapımı, ikinci Galatasaray golünü kalesinde gördü.
Yaser’in kırmızı kartı ile hareketlenen bordo mavililer, gecenin iyisi Alanzinho’nun asistiyle, Colman’ın beraberlik golünü buldu.
Ve kesilen elektriği, futbol faciası hakem kararları, yanlış teknik direktör tercihleriyle, zor bir maç, skor eşitliğiyle son buldu. Ve bir kez daha yenemedi Trabzonspor.
Bu sonuç, ne Trabzonspor’a yaradı, ne de Galatasaray’a.