Aragones’in liderleri

GALATASARAY, Bordeaux gibi güçlü bir takım karşısında çok yüksek tempoda oynuyor ve 4 gollü bir galibiyet alıyor.

Beşiktaş son 15 dakikası kupa finali gibi geçen maçta yediği golün altından 30 saniyede kalkmasını başararak kazanıyor. Ve dün gece. Fenerbahçe sezonun en "diri" takımı Sivasspor karşısında iki kez yenik duruma düşüyor. Ama her seferinde "maçı kazanma" hırsını kaybetmeden golleri buluyor. Haftalardır oynanan kötü futbol sonrası lideri devirmenin keyfini çıkartıyor.

Üç maçta da "Büyükler" neden büyük olduklarını gösteriyorlar bir bakıma. Ve bu işe en çok sevinen kişi kuşkusuz Fatih Terim. İbrahim Toraman müthiş, Arda, Sabri harika. Uğur Boral, Semih, Emre, Gökhan kusursuz. İspanya maçlarından önce bundan büyük mutluluk olabilir mi? Ligin en güzel maçlarından biriydi dünkü 90 dakika. Şampiyonlar Ligi’ni seyrettik hafta içi. UEFA Kupası maçlarını. Hafta sonunda da İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya liglerini. Ama seyrettiğimiz en güzel karşılaşmalar bizim "Büyükler"in maçlarıydı.

Fenerbahçe neden böylesine arzulu, tempolu, pes etmeyen futbolu "ara sıra" sunuyor taraftarına? Neden takım bu kadar "organize" golleri atmak için "şampiyonluğa oynayan" bir rakip bekliyor?

Dünkü maç için çok şey söylenebilir. Ama her şeyin ötesinde Fenerbahçe’nin bu futbolunu sürdürmesi için çok önemli bir gerçeği açığa çıkarttı Sivasspor sınavı. Bu takımın üç önemli lideri var. Kazanmak için bu üç liderin hep "ayakta" kalması şart. Savunmada Lugano. Orta sahada Emre. Hücumda Alex. Lugano lider çünkü "pes etmeyen" karakterini yansıtıyor sahaya. Hata yapsa da düşmüyor oyundan. Savunduğu yetmiyor "17 milyon Euro’luk" santrfordan daha çok gol de atıyor. Hem de en kritik maçlarda.

Sezonun takımı

Emre lider çünkü takımı ilk dakikada gol yerken arkadaşlarını ateşliyor. Santradan alıyor topu gidiyor, beraberlik golünün "gizli mimarı" oluyor. Maç boyu topla en çok buluşan oyuncu olmasına karşın hatasız oynuyor. Tek pasın, çabuk oyunun, isabetli uzun topların keyfini çıkarttırıyor tribünlere. Pres yapıyor, top çalıyor, koşuyor.

Alex lider. Bu sezon bu satırlarda çok eleştirdiğimiz Alex "markaj" altına alınmazsa, boş alanlar bulursa zekasını sahaya yansıtıyor.. Çok az futbolcunun sahip olabileceği "futbol sezgisiyle" arkadaşlarını rahatlatıyor. Atıyor, attırıyor.

Haftalardır tutuk oynayan Uğur’un skora etkisi sevindirici. Ama asıl sevindirici olan gollerin dışındaki müthiş oyunu. Deivid’in yerine Gökhan Emreciksin monte edilir, Alex’in gününde olmadığı maçlarda Emre hücumda daha çok sorumluluk alır, Semih çıkışını sürdürürse Fenerbahçe sezon sonuna kadar yarışın içinde olur. Tabi deplasmanlarda karşımıza "başka" bir takım olarak çıkma alışkanlıklarından da vazgeçerlerse. Sivasspor güzel futbol için gelmiş İstanbul’a. Sadece dünkü müthiş maç için değil son iki sezon için büyük bir alkışı hak ediyorlar. Yenilseler de, şampiyon olmasalar da bu sezonun takımıdır Uygun’un öğrencileri.
Yazarın Tüm Yazıları