Hamas mı, Filistin mi?

GALİBA Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti iki kavramı giderek karıştırıyor. Mazlum Filistin halkının yanında yer almaktan ziyade Başbakan Hamas’ın sözcülüğüne soyunuyor.

Başbakan’ın şu sözleri dehşet vericidir:

"Hamas’ın ateşkes şartlarını ve taleplerini BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyabiliriz çünkü Hamas’ın Filistin yönetimine ve Mısır’a olan güveni sarsılmıştır." (El Cezire-05.01.09)

Başbakan sadece Mısır’ı dışlamıyor, aynı zamanda Filistin’de Fetih ile Hamas arasındaki çatışmada Hamas’dan yana tavır alıyor.

Üstelik Başbakan Mısır’ın bile Hamas’tan esirgediğini Hamas’a bağışlıyor:

"İki temel şey özellikle söz konusu: Bir ateşkes, iki ambargonun kaldırılması."

Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı bütün dünyada terörist bir örgüt olarak kabul edilen Hamas’a bu şekilde sahip çıkarsa yarın bir başka ülkenin başbakanı: "PKK’nın şartlarını ve taleplerini BM Güvenlik Konseyi’ne taşıyabiliriz!" dediğinde susmak zorunda kalacaktır.

* * *

Dünkü makalesinde Mehmet Y. Yılmaz ağır bir iddiada bulundu (Hürriyet-06.01.09). Ona göre, Başbakan’ın ifadesinin tersine, İsrail Başbakanı Olmert Türkiye ziyaretinde Gazze’de Hamas’a saldıracaklarını Erdoğan’a söylemiş. Yılmaz bu durumun görüşme tutanaklarında açıkça görüldüğünü ve yakında gazetelerde yayımlanacağını söylüyor.

Eğer bu vahim iddia doğru ise Başbakan bütün dünyaya rezil olmaz mı?

İnsana "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!" diye sormazlar mı?

* * *

Galiba Başbakan Filistin halkının uğradığı saldırıyı seçim malzemesi olarak kullanmak istiyor. Halkımızın temiz duyguları ile oynuyor. Üstelik muhafazakár seçmene şirin gözükmek için de açıkça Hamas’ı kolluyor.

Halbuki, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Filistin meselesine bakarken şu boyutları da görmek zorundadır:

1) Filistin halkını Gazze’de perişan eden savaş esasen İran ile İsrail arasındadır.

2) Sünni Hamas Gazze’de Şii İran’ın yayılmacı politikaları çerçevesinde siyaset yapmaktadır. Hamas’ın elindeki her türlü savaş malzemesi Suriye vasıtası ile İran’dan gelmektedir.

3) İran’ın Ortadoğu’da attığı her ileri adım Türkiye’nin çıkarlarına zarar verir.

4) Nükleer İran sadece Batı’ya değil, Türkiye’ye de tehdittir.

5) Sadece ABD veya AB değil, Sünni Arap ülkeleri de İran’a yakın duruşu nedeni ile Hamas’a uzak durmaktadırlar.

6) Filistin halkını İsrail zulmünden korumak amacıyla hareket ettiğini söyleyen Hamas Gazze’de İran benzeri ağır şeriat hükümleri uygulayarak bireysel özgürlüğü Filistin halkından esirgemektedir.

7) Hamas politikaları, kim ne derse desin, İsrail yok olana dek savaşı sürdürmektir. Hamas için, Türkiye’nin aradığını söylediği, İsrail’in de çıkarlarını koruyan ara çözüm yoktur.

8) Sürdürdüğü savaşta her türlü entrika serbesttir. Hamas masum İsrail halkına saldırmakta beis görmediği gibi silahları, bombaları Filistin halkının evlerinde saklamakta ve bu yüzden öldürülen Filistinliler için matem tutmak yerine katledilen insanları propaganda malzemesi yapmaktadır.

* * *

a) Türkiye’nin iki arada kalan ve zulüm gören Filistin halkını bir an evvel barışa ve huzura kavuşturmak için samimi çaba sarf etmesi sadece şanına yakışır.

b) Ancak, Türkiye’nin Hamas yanında görüntü vermesi her şeyden önce kendi çıkarlarına aykırıdır!

c) Ayrıca, taraf tutan Türkiye’yi arabuluculuk çabalarında ciddiye de almazlar.
Yazarın Tüm Yazıları