DÜNKÜ Hürriyet’te "Dünya" sayfasında manşetin hemen altına konulmuş küçük bir haber vardı. Fark etmemiş okuyucularımız için özetleyeyim:
Obama’nın Ticaret Bakanı olarak seçtiği New Mexico Valisi Bill Richardson, görevine başlamadan çekildiğini açıkladı.
Richardson’un görevden çekilme nedeni, valisi olduğu eyalette iş yapan bir şirketle ilgili soruşturmanın henüz tamamlanmamış olması.
Richardson, kendisinin tüm kurallara uyduğunu ama yine de soruşturma tamamlanmadığı için söz konusu görevi kabul edemeyeceğini açıklıyor.
Obama’nın tepkisi de şöyle: "Üzüldüm!"
Gördüğünüz gibi kimse sonuçlanmamış bir soruşturma nedeniyle, çok önemli bir görevden çekilen politikacının, bu çekilmesini "suçlu" olduğuna karine saymıyor!
Ama politikacı da bu nedenle masum olduğu gerekçesinin arkasına saklanmıyor.
Soruşturmanın varlığı yetiyor.
Bu nedenle ABD’de bizim algılamakta zorlandığımız türden bir demokrasi yaşayabiliyor.
Kendisi kusursuz da olsa, sadece seçtiği insanlar hata yaptı diye üst düzey kamu görevlileri bu hatanın sorumluluğunu üstlenmekte tereddüt etmiyor.
Bizde ise astın hatalarını örtmek, üstün marifeti kabul edildiği için sorunlar bir türlü bitmek bilmiyor.
Partidaşlık ve tarikat yoldaşlığı, yeteneksizliğin üstünü örtmeye yetiyor.
Mesela, Ankara Gaz Dağıtım Müdürü Veysel Karani Bey istifa etti. Ama onu o göreve getiren Melih Gökçek hálá işinin başında. Yılışık sırıtışıyla seçimlerde yine seçmenin karşısına çıkacak.
Yeteneksiz birisini o göreve getirmenin hesabını verme ihtiyacını hissetmeden!
Günün birinde sadece bir soruşturmanın varlığı bile bir kamu görevlisinin utanmasına neden olduğunda gerçekten medeni bir ülke olabileceğiz.
O güne kadar beklemeye ömrümüz yeterse tabii!
TRT 6, PKK’yı gerdi!
SORUNLARIMIZI çözmenin tek yolunun demokrasi ve insan haklarına daha çok saygıdan geçtiğini gösteren bir örnek: TRT’nin Kürtçe yayınları!
Yayınlar başladığından beri PKK’nın ve onun tehdidi altında boynunu eğmiş bekleyen DTP’nin tepkisi, bunu açıkça gösteriyor.
TRT’nin Kürtçe yayın yapması, geleneksel milliyetçi kesimden daha çok PKK’yı rahatsız ediyor!
Çünkü bölgedeki varlığının devlet baskısı ve insan hakları ihlallerinden güç aldığını en iyi bilecek durumda olan örgüt PKK.
Şimdi panik halinde can sıkıcı Roj TV’yi öne çıkarmaya çalışmasının ve TRT 6’nın seyredilmesine karşı çıkmasının nedeni bu.
Bu tablo gösteriyor ki Türkiye’de günün birinde gerçekten demokratik ve insan haklarına saygılı bir düzen kurulabilirse, PKK gibi terör örgütleri kaçınılmaz olarak marjinalleşecekler ve güçlerini kaybedecekler.
Meşruiyetin sınırları genişledikçe, gayrimeşruluktan güç alanlar yok olacaklar.
TRT 6 hiçbir şeyi başaramasa bile bizlere bunu gösterebildi. Sadece bu bile çok önemli bir başarıdır!
Rüzgárın önünde savrulan adam!
TALLEYRAND’dan sonra dünyanın gördüğü "en büyük diplomat" Recep Tayyip Erdoğan,Hamas’ın ateşkes şartlarını Birleşmiş Milletler’e taşıyabileceğini söyledi.
Böylece sınırötesi terörist saldırılardan en çok yakınan bir ülke, oturduğu yerden masum insanların üzerine roket yağdıran bir terörist örgütün uluslararası planda sözcüsü olacağını ilan etmiş oluyor!
Vatana, millete ve "50 Sarışın" yarışmasına hayırlı olsun!
Bugünkü İsrail yönetiminin Gazze’ye karşı giriştiği harekát hiç kuşku yok ki gerçek bir insanlık suçu ve bu siyasi kararda sorumluluğu olan herkesin uluslararası bir mahkemede yargılanması gerekiyor.
Miloseviç ile Olmert ve Ehud Barak arasındaki tek fark, Miloseviç’in daha uzun boylu olması.
Ancak bu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, bütün dünyanın terörist olduğunu kabul ettiği bir örgütün sözcülüğünü üstlenmesini haklı kılmıyor.
Başbakan’ın bu girişimlerinin özellikle Arap dünyasında tebessümle karşılandığı da bir gerçek.
Erdoğan, Suudi Arabistan’a daha Gazze bombalanmadan önce gitmek istedi ve bu isteği, "Yakında Abdullah Gül gelecek, siz gelmeseniz de olur" diye geri çevrildi.
Gazze katliamı sonrasında da gece yatılı olmaksızın ziyareti kabul edilmiş.
Bunun diplomasi dünyasında ne anlama geldiğini söylememe bile gerek yok. Çünkü bunu anlamak için diplomat olmaya da gerek yok!
Ve önemli bir istihbaratım daha var: Olmert, Türkiye ziyaretinde Gazze’de Hamas’a yönelik bir harekát yapacaklarını açıklıkla söylemiş.
Bu durum, görüşme tutanaklarında açıkça görülüyor.