SERTAB Erener sesini, sahnesini beğendiğim, müzik birikimi olan bir sanatçıdır.
O nedenle de onu "şarkıcı" sınıfının dışında tutarım.
Ama geçenlerde konuk olduğu NTV’deki "Haydi Gel Bizimle Ol" programında söylediklerini onun düzeyine yükselmiş bir ses sanatçısından duymak beni şaşırttı.
Programda Müjde Ar, Çiğdem Anad, Pınar Kür ve Aysun Kayacı, konukları Sertab Erener’e "Çok güzel ve güçlü bir sesin var.Neden opera sanatçısı olmadın?" diye sordular.
Sertab Erener operayla ilgilendiğini ama aradığını bulamadığını anlattı ve şöyle dedi:
"Bir süre geçirdim maalesef operanın kendi içinde.Şimdi kızacaklar belki ama.Birazcık cidden memuriyetin hafif şöyle insanları bir şekilde o şeye çekmiş, biraz yün örelim de arada da prova yapalım.Olmuyor benim kafamda."
Pınar Kür araya girdi "Ama hepsi öyle değil tabii.Mesela bir Zehra Yıldız vardı. Dünya çapında bir operacı olabilirdi" diyor.
* * *
Bu yerinde uyarı üzerine Sertab Erener şöyle diyor:
"Yok, çok ciddiye alanlar var.Ama bence operanın yepyeni oyunlar koyup yepyeni bir anlayışla, daha yeni gördüm Macbeht’i yani.Ama sahneye baktığın zaman Macbeht falan demezsiniz.Yepyeni bir anlayışla farklı kostümler... Yani biraz yenilik gerekiyor bence."
Bu kez de Müjde Ar giriyor araya:
"Ama bizde opera ve bale hep üvey evlat muamelesi gören sanat dalları değil mi?Her dakika kapattık sizi, attık sizi..."
Neyse ki Sertab Erener buna hak veriyor, "Evet biri de o tabii" diyor.
Sonra konservatuvardaki opera eğitimini neden bıraktığını anlatıyor:
"Benim düşündüğüm gibi, hayal ettiğim gibi çıkmadı.Kendi içimde yarattığım başka bir operaydı belki de. Ne bileyim ben.Yurtdışına gidecek öyle bir para pul, öyle bir burs yoktu o dönem.Sonra dedim ki jingle söylüyorum.Para da kazanıyorum.Ben en iyisi kendi kulvarımda kendi kendime bir şeyler yapayım."
İşin özeti Sertab Erener bakmış ki bugün beğenmediği, eleştirdiği opera sanatçısı olmak çok uzun ve meşakkatli bir yol, o işi orada bırakmış ve pop müziğine yönelmiş.
İyi ki de öyle yapmış, başarısız bir opera sanatçısı olacağına, para kazanan başarılı bir pop sanatçısı olmuş.
Kürkçü dükkánına dönecek
BAŞBAKAN’ın medya ile ilişkilerinden sorumlu olan gazeteci Akif Beki Başbakan’la meslektaşları arasındaki ilişkileri bir türlü rayına oturtamadı.
Biliyorum Başbakan zor bir insan.
Ama Akif Beki’nin görevi bu zorluğu aşmaktır.
İşin kötüsü ilişkiler giderek daha da bozuluyor.
Gazetecilerin Başbakanlığa girmesi yasaklanıyor.
Eleştiren, hoşa gitmeyen sorular soran gazeteciler Başbakan’ın yanına bile yaklaştırılmıyor.
Beki işin kolayını bulmuş, çanak soru soranları, Başbakan’a övgüler yağdıranları baş tacı ediyor.
Akif Beki’ye anımsatmak isterim ki bu dönemler biter. O da bir gün kürkçü dükkánına döner.
Merak etmesin gazeteciler vefalı insanlardır. Bugün meslektaşlarına layık gördüğü muameleyi yüzüne hiçbir şekilde vurmazlar.