KOCAMAN bir kitap, ansiklopedi boyutunda, neredeyse üç, dört kilo geliyor. Parlak kağıda basılmış, bol fotoğraflı.
1850’lerden başlayarak, Kürtlerin macerasını, kitaptaki deyimle, Kürdistan’ı anlatıyor. Bol fotoğraf, bol tarih, bol bugün ve belki de yarının beklentisi.
Bu kitaptan her yerde yok. Ama, bir yer var ki, bulunduğu kütüphane gerçekten çok dikkat çekiyor.
Bu kitap Dünya Bankası kütüphanesinde. Dünya Bankası mı?
Amerika’da ve bu arada Avrupa’nın pek çok başkentinde Kürtlere dönük ilgi, her zamankinden daha fazla. Avrupa’da da herhangi bir kitapçıda, artık Kürt kitapları bölümü var.Ama Kürt tarihi, ama PKK.
DERSİNİ ÇALIŞ
Kürt kitabının olduğu yerde, ister istemez PKK soruları var.
Amerika’daki sivil toplum örgütleri, onların deyimiyle, düşünce kuruluşları ve buna ek olarak Amerikan bürokrasisi, görüştüğü her Türk’e aynı soruyu yöneltiyor:
"Haydi, PKK’yı yendiniz, şimdi Kürtlerle ilgili olarak ne yapacaksınız?"
Bu sorunun yanıtını bilen var mı? Türkiye’yi yönetenler bu soruya aklı başında, düzgün, olabilirliği yüksek bir karşılık verebiliyor mu? Hayır.
Aynı soruyu şimdi kim soruyor? Bundan sonra bizi asıl ilgilendirecek olan bu. Kim soruyor?
Obama’nın çevresi, Obama’nın ekibi.
Bunun anlamı şu. Başkanlık koltuğuna fiilen oturduktan sonra, Obama Kürt sorunu ile yakından ilgilenecek.
Amerikan resmi ideolojisi PKK’yı bir terör örgütü olarak kabul ettiğine göre, Obama da, bu görüşten yola çıkacak. Sonra? Sonra bize soracak, siz şimdi ne yapacaksınız, diye. Evet, ne yapacaksınız? Var mı bir projeniz, bir politikanız, alternatifler içeren bir dosyanız?
Obama’ya, "Dik dur, kimseyle kavga etme" mesajları göndermek yerine, Tayyip Erdoğan Kürtlere dönük nasıl bir politika izleyeceği konusunda dersini çalışırsa, sanki çok daha iyi olacak.
ÖNCELİKLER
Obama ekibinden Türkiye’ye ya da şimdilik resmi olmayan kanaldan, Türklere, bu yönde soru gelmesinin nedeni var.
Başkanlık koltuğuna oturduğunda Obama’nın içerdeki önceliği ekonomi. Ekonomik krizin aşılması.
Dış politikada ise, Obama’nın önceliği Irak. Irak denilince, oradan asker çekmek, Irak’ın kendi iç sorunlarını çözmek, asker çektikten sonra bölgedeki Amerikan varlığının niteliği gibi sorular. Bunlar Amerika’nın doğrudan kendi politikasını ilgilendiriyor.
Ama, Irak denilince, bir yandan da, Kürt sorunu. Kürt sorunu denilince, PKK terörü ve Türkiye’nin Kürt sorununa bakışı.
Bu durumda, Obama ile Ankara arasında görüş alış verişinin eskisinden daha yoğun olabileceğini tahmin etmek mümkün. Ve o alış verişin askeri istihbarat paylaşımı ile sınırlı kalmayacağı şimdiden belli.
O alışveriş sırasında, sırt sıvazlamak, garip spor esprileri yapmak, dil bilmeden söylenenlere gülümsemeyle karşılık vermek, hele de masaya resmen oturulduğunda, klasik söylemleri dile getirmek, Obama ve ekibini tatmin edecek gibi görünmüyor.
Çare, o önemli soruya, Türkleri ve Kürtleri tatmin edecek yanıt bulmaktan geçiyor. Var mı bir yanıtınız? Yoksa, size yanıtı onlar hazırlar.