FUTBOL, müsbet bir ilim değil. Futbol, istatistiklere göre oynanan bir oyun da değil. "Futbolda her şey var" cümlesi yüzünden futbol, futboldur.
Düşünün, o kadar seyirciyi peşinden sürüklüyor. Bu kadar sürprize açık bir başka oyun daha yok. Sebebi de ayakla oynanması. Eğer elle oynansaydı, bu ilgiyi çekmezdi.
G.Saray’ın Benfica maçını seyredenlerle, F.Bahçe’nin Arsenal maçını takip edenler fikir yürütseler, "Bu maçı G.Saray eze eze kazanır" derler. Ama kazın ayağı öyle değil. Nitekim ilk 45 dakikada iki takım da iyi mücadele ettiler. Her şeyden önemlisi, hem heyecanı yüksek, hem de futbol kalitesi fena olmayan bir 45 dakika seyrettik. Hakem oyuna fazla tesir etmedi. Bence ilk yarıda yaptığı tek hata, Servet’e gösterdiği karttı. Ümit Karan, ilk yarıda inanılmaz derecede hakemle oynadı. Fenerbahçe yine ölü bir toptan gol attı, bir de kontrataktan. Yani G.Saray defansının en zayıf olduğu zamanlarda ve yerlerinden.
Sportmenliğe sığmadı
Hakem endirekt vuruş veriyor, daha düdüğü ilk çaldığında kolunu havaya kaldırıyor. Sonra baraj kuruluyor. Hakemin kolu gene havada. Lincoln gibi adam topu kaleye vuruyor. O top kaleye giriyor. Hakemin kolu yine havada. Niye? Çünkü verilen endirekt vuruş. Gol olabilmesi için topun birine çarpması lazım. Volkan topa uçtu. Ben onun yerinde olsaydım hiç kımıldamazdım. Kimseye çarpmayan top bırak girsin. Sen bir de dalganı geç. Sen uçuyorsun, çıkarmaya kaltığın o top eline çarpsa ne yapacaksın? Düşünün, biri Lincoln, diğeri Volkan. İkisinin de oyun kurallarından haberleri yok. Hakem ilk yarıda Volkan’ın sakatlığında oyunu durduruyor ve hakem atışı yaptırıyor. Orada topu F.Bahçelilerin oynaması lazım. Ama Ayhan baskı yapıyor. Sportmenliğe sığmayan bir olaydı, yapmaması gerekirdi.
Maç daha farklı olabilir miydi? Kesinlikle evet. Niye olmadı? G.Saray’ın bazı oyuncularının daha çabuk topu oyuna sokmamasından. F.Bahçe’nin de, G.Saray’ın da iki aynı özelliği var. İkisi de takım hücuma çıktığında çok rahat kontratak yiyorlar. Daha doğrusu rakibin ataklarına gerekli önlemleri almıyorlar. Fenerbahçe 90 dakika akıllı oynadı. Ne yaptı? Oyunu açıp G.Saray’ın üzerine göstere göstere gitmedi. Arkada defansını yaptı. Topu aldıklarında her atakta pozisyon buldular. Zaten baktığınızda Fener’i çok fazla hücum ederken görmediniz. G.Saray sanki daha fazla gidiyor gözüktü. Gidiyor gözükmesi mağlubiyette önemli rol oynadı.
Maçın yıldızı Selçuk’tu
Roberto Carlos frikik atıyor, sen dalga geçer gibi bir kişi ile baraj kuruyorsun. Ya bir kişiyi hiç koyma -Çünkü o bir kişiden top geçene kadar kaleci görmez- ya da doğru dürüst baraj kur. Hadi bunu da yaptın. Roberto Carlos gibi bir adam topa vurduktan sonra kalecinin yardımına koşmuyorsun. Lugano vurmasa üç tane daha arkadaşı var, vuracak. Bu, şunu gösteriyor. G.Saray biraz dirençli takımlara karşı hakimiyet kuramıyor. Bu kim olursa olsun böyle. Biraz dikkatli ve dirençli bir takım da 15 dakikada G.Saray’ı üçlük yapar. Çünkü G.Saray’daki oyuncuların çoğu topla oynamayı seven isimler. Bireysel oynuyorlar ama dün F.Bahçeli oyuncular ’sen kazan bana ver’den vazgeçtiler, topu kapmaya uğraştılar. İki takım arasındaki fark buydu ve maçı hak eden kazandı.
Hakeme fazla iş düşmedi. Pozisyonlara yakındı. Bence iki sarı kartta hata yaptı. G.Saraylı birçok futbolcudan daha iyiydi. Bence maçın yıldızı Selçuk’tu. Dün gece beni en şaşırtan adam da Deivid’di. Bu kadar sakatlıktan sonra bu performans onun ne kadar profesyonel olduğunu gösteriyor.