Sağlık Bakanı Recep Akdağ, basın kuruluşlarının yetkileriyle bir araya geldiği toplantıda, domuz gribi salgına karşı alınan önlemlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Toplantıda, salgının seyriyle ilgili bir sunum da yapıldı.
Sunumda, Dünya Sağlık Örgütünün 2 Ekimde yayınladığı son rapora göre, dünyada laboratuvar teyitli vaka sayısının 340 binin üzerinde, ölüm sayısının ise en az 4 bin 100 olduğu bildirildi.
Salgın yaşanan birçok ülkede bütün hastalara laboratuvar teyidi yapılamadığından, gerçek vaka sayısının milyonlarla ifade edilecek şekilde çok daha fazla olduğuna işaret edilerek, halen güney yarımkürede vaka sayısının düşme eğilimine girerek her yıl görülen normal sayılara gerilediği belirtildi.
Kuzey yarımkürede ise giderek çoğalan vakalarla grip aktivitesinin artma eğiliminde olduğu bildirildi.
Ülkede bugüne kadar görülen 472 vakanın 157'sinin yerli (virüsü yurt içinde almış), 315'inin ise importe (virüsü yurt dışında almış) vakalar olduğu açıklandı. Bu vakalardan 22'sinin termal kameralar aracılığıyla yakalandığı kaydedildi.
Sunuma göre, 64 vaka hastanede yatırılarak, 408 vaka bulundukları yerde izole edilerek takip edildi. Vakaların hepsi tamamen iyileşti, hayatını kaybeden hasta olmadı.
Sunumda konumu ve diğer sebepler nedeniyle başka ülkelerdeki vaka sayıları ve yayılma durumunun Türkiye'deki yayılımdan farklılık gösterebildiği ifade edildi.
DSÖ'nün ikinci ve daha büyük bir salgın dalgasının dünyayı etkisi altına alacağı uyarısı yaptığı belirtilerek, hastalığın şu anki seyrine göre, hiç aşı yapılmaz ve diğer gerekli tedbirler alınmazsa 21 milyon kişinin hastalanacağı (nüfusun 1/3'ü), 8.8 milyon kişinin polikliniklere başvuracağı, 96 bin kişinin hastaneye yatırılacağı, 15 bin 500 kişinin yoğun bakıma ihtiyaç duyacağı, 5 bin 300 kişinin hayatını kaybedebileceği, işgücü kayıpları ve diğer dolaylı kayıplar hariç salgının toplam maliyetinin 1.1 milyar TL olacağı öngörüsünde bulunuldu.
Hastalığın şu anki seyrine göre, risk gruplarına aşı yapılır ve diğer gerekli tedbirler alınırsa 1.8 milyon kişinin hastalanacağı, 750 bin kişinin polikliniklere başvuracağı, 7 bin 500 kişinin hastaneye yatırılacağı, bin 200 kişinin yoğun bakıma ihtiyaç duyacağı, aşının koruyuculuğunun yüzde 100 olmaması, kişinin aşı olmayı kabul etmemesi, ağır kronik hastalığının olması gibi bazı sebeplerle 400 kişinin hayatını kaybedebileceği tahmini dile getirildi. Bu durumda salgının toplam maliyetinin 640 milyon TL olacağı da belirtildi.
2006 yılında yayımlanan Pandemik İnfluenza Ulusal Faaliyet Planı çerçevesinde ilaç ve malzemeler stoklandığı, personel eğitimlerinin tamamlandığı, il salgın planlarının hazırlandığı bildirildi.
Önlemler çerçevesinde 2.5 milyon kutu antiviral ilaç ve 400 bin adet sağlık personeli koruyucu kiti (maske, gözlük, el dezenfektanı) stoklandığı belirtildi.
İllerdeki ilaç, maske, koruyucu kit stoklarına gerekli takviyeler yapıldığı, yoğun bakım kapasitesinin artırılması yönünde gerekli tedbirlerin alındığı ifade edildi.
Sunuma göre, aşı üreticileriyle 40 milyon doz domuz gribi aşısının alımı için sözleşmeler imzalandı, 3 milyon doz aşı alımı sözleşmesinin imzalanmasında son safhaya gelindi.
Buna göre, aşılar 3 ayrı üretici firmadan temin edilecek. Bir firmadan 25 milyon doz, diğer firmadan 15 milyon doz, 3. firmadan ise 3 milyon doz aşı alınacak. İlk teslimat Ekim ayı içerisinde yapılacak. Tüm siparişin yüzde 35'i gelecek yılın Ocak ayı başına kadar teslim edilecek. Aşılar ücretsiz yapılacak.
Salgının ülkedeki seyrine göre gerekli hallerde okullarda öğretime ara verilecek. Toplu sosyal aktiviteler (festival,
sinema, tiyatro, spor karşılaşmaları gibi) ertelenmesi veya iptal edilmesi söz konusu olabilecek.
Sağlık Bakanlığı, hastalığın yayılma dönemlerine göre düzenli olarak bilgilendirme yapacak, gerekli uyarılarda bulunacak.
Basın mensuplarının doğrudan bilgi alabilecekleri, Bakanlığın yetkili kişileriyle görüşebilecekleri,
haber teyidi yapabilecekleri, gelişmeleri sürekli izleyebilecekleri, telefon haberleşmesi yapabilecekleri, ihtiyaç duydukları yerlerle internet ortamında irtibat kurabilecekleri ve e-posta gönderebilecekleri, faks kullanabilecekleri bir irtibat merkezi (SAKOM) 24 saat süreyle çalışacak.
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde, H1N1 Pandemisi Daire Başkanlığı kurulacak.
OKULLARIN KAPATILMASI SALGININ YAYGINLIĞINA BAĞLIMilli Eğitim Bakanlığı ile bir çalışma yürüttükleri bilgisini veren Akdağ, eğitim-öğretimin aksamaması için televizyonla uzaktan eğitimin devam ettirilmesinin söz konusu olabileceğini belirtti.
Bir soru üzerine Akdağ, olası salgına karşı ortalama senaryolara göre ve DSÖ'nün tavsiyelerine göre hareket ettiklerini söyledi. Yaygın okul kapatmayla ilgili bir soru üzerine Akdağ, bunun dinamik bir süreç olduğunu, bu hususta kesin bir şey söyleyemeyeceğini, konunun salgının başlama tarihi ve hızıyla bağlantılı olduğunu vurguladı.
“Salgının aşı ellerine ulaşmadan başladığı ve okullarda hızla yayılma eğilimi gösterdiği” varsayımından yola çıkmaları halinde, yayılmayı önlemek için okulların kapatılabileceğini bildiren Akdağ, Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konuda yaptıkları görüşme doğrultusunda yarı yıl tatilinin erkene alınabileceğini veya uzatılabileceğini sözlerine ekledi.
Akdağ, Ekim ayındaki ilk partiyle 1 milyon 800 bin doz domuz gribi aşısı geleceğini, Kasımda 3 milyon 550 bin, Aralıkta 12 milyon 750 bin, ocakta 6 milyon 250 bin, Şubatta ise 11 milyon doz domuz aşının Türkiye'ye ulaşmasının planlandığını bildirdi.
HACI ADAYLARININ AŞILANMASISağlık Bakanı Akdağ, hacı adaylarının aşılanmasıyla ilgili olarak da bilgiler verdi. Aşı ruhsatı aldıktan sonra ilk aşılanacak grubun içinde hacı adaylarının bulunduğuna işaret eden Akdağ, ruhsat aşamasının yetişmemesi halinde bu kişileri Suudi Arabistan'da aşılayacaklarını, uygulama için Suudi yetkililerle görüşmelerin sürdüğünü açıkladı.
Aşının güvenilirliği ile ilgili soruları da yanıtlayan Akdağ, domuz gribi aşısının hayvan deneyleriyle güvenilirliğinin kanıtlandığını, belirli insan grupları üzerinde de gerekli incelemelerin yapıldığını anlattı.
Bu konudaki sürecin diğer aşılarda ve ilaçlarda olduğu gibi devam edeceğini kaydeden Akdağ, çok hızlı bir aşılama yapılacağı için aşının yan etkilerinin çok daha dikkatli takip edilmesi gerektiğini, Türkiye'de bunun yapılacağını belirtti. Akdağ, takiplerde ciddi bir yan etki tespit edildiği takdirde aşılamadan vazgeçilebileceğini ifade ederek, bir doz aşının fiyatının 5.2 Avro artı KDV olduğunu, aşılamanın Türkiye'ye maliyetinin 500 milyon TL'nin üzerinde olacağını sözlerine ekledi.