Güncelleme Tarihi:
Üniformalı tüm mesleklerde işin doğası gereği ortak kurallar vardır. Bir çerçeve çizilir ve onun içinde “sınırlı serbestlik” olur.
Sınırlı serbestlik ve çalışanları için belirlediği kurallar, şirketin anlayışına, bulunduğu konuma, savunduğu değerlere göre değişir.
“Uçuş görevlilerinin belirli bir düzen içinde görünmesini isteriz” diyorsanız eğer, belirlenmiş “çerçeve”nin doğru uygulanması için çalışırsınız.
Lisede öğrencileri hizaya sokan müdür gibi kolaycı yasaklar koymazsınız.
Kırmızı rujla uçuş görevlilerinin “ucuz” mu görünmesinden endişe ediyorsunuz? O zaman yöntem gösterirsiniz.
Ne demiş bir Çin atasözü, “Bana kırmızı ruju yasaklama, makyaj yapmayı öğret”
**
Bu konunun “saftirik” kısmı idi.
**
Milleti oyalama başlıkları” konusunda her yeni haberde çıta yükseliyor.
Vakit harcadığımız saçmalıkların listesi kabardıkça kabarıyor.
Kırmızı ruj rüzgarı geçtikten sonra başka bir rüzgar elbette gelecektir.
Akıl penceresinden bakmak yerine herkesi kendi bildiği dünyanın içine çekmeye çalışmak böyle stratejiler gerektiriyor.
Haliyle, “oyalanma rüzgarları” daha bol bol esecektir.
**
Sopaların aba altından gösterilmeye bile lüzum görülmediği bir dönemde başka yere çekileceği, çok tepki toplayacağı baştan belli olan bir düzenleme getirmek, “muhafazakarlaşma”, “kadınları boyunduruk altına sokma”, “gericilik” olarak algılanacaktı elbette.
Yüz kere söylendi, bir kere de biz söyleyelim, kadın bir rahatsızlık unsuru Türkiye’de.
Çoğu çalışan kadın, çalışan insan kimliğiyle değil, cinsiyetiyle değerlendirilmeye tabi tutuluyor.
Elimizde böyle bir gerçek varken kadın üniformasıyla ilgili her tür “düzenleme” tepki toplayacaktır.
Düzenlemenin sahipleri, elbette bunun farkındadır.