Paylaş
Böyle bir ruh halindeyken de insanlarla ilişki kurmak veya birinin ilgisini çekmek çok kolay olmaz!
Danışan: Kendimi çok yalnız hissediyorum. Bütün arkadaşlarım evlendi ama ben hâlâ bekarım. Ya hayatımın sonuna kadar kimseyi bulamazsam? Ya hep yalnız kalırsam? Çok korkuyorum.
- Dr. Başak: Bu konuyla ilgili olarak, korku dışında başka olumsuz duygularınız var mı?
Danışan: Umutsuzum, mutsuzum ve kızgınım. En çok da kendime kızıyorum, hâlâ düzgün bir ilişkim olmadığı için. Herkes beceriyor, ben niye beceremiyorum? Başkalarını el ele göz göze görünce kıskançlık da hissediyorum.
- Dr. Başak: Bu olumsuz duyguları hissederken aklınızdan geçen düşünceler neler?
Danışan: Ömür boyu yalnız kalacağım, yalnız kalmak zavallılık, başarısızlık işareti, ben çok şanssızım, kimse beni beğenmiyor, yaşlandıkça şansım azalıyor ve bunun gibi bir sürü düşünce aklımdan geçiyor. Bazen bütün gün bu düşünceler içinde boğuluyorum, ağlamaklı oluyorum.
- Dr. Başak: Sürekli böyle düşünceler içindeyken ve bu düşüncelerden dolayı umutsuz, mutsuz ve kızgın hissederken davranışlarınız, duruşunuz, bakışlarınız nasıl sizce?
Danışan: Yüzümde güller açmıyor. Gergin ve stresli büyük bir ihtimalle.
- Dr. Başak: Peki siz, gergin ve stresli görünen birine bırakın aşık olabilmeyi, arkadaşlık kurmak ister misiniz?
Danışan: İstemem. Hatta benden hoşlanmadığını düşünüp yanından uzaklaşırım. Benim de o yüzden yanımdan uzaklaştıklarını söyleyeceksiniz herhalde. Ne yapayım? Rol mü yapayım?
- Dr. Başak: Hayır. Önce yalnızlıkla ilgili düşünce ve duygularınızı anlamaya çalışalım.
Danışan: Anlayacak bir şey yok, gayet basit, hayatımda biri olsa ben de mutlu ve huzurlu olacağım.
MUTSUZLUK YALNIZLIĞA DAVETİYE ÇIKARIYOR
- Dr. Başak: Eğer sürekli olarak “ancak bir ilişkim olursa mutlu olabilirim” diye kendinizi şartlandırırsanız, yalnız olduğunuz sürece mutsuz olup, yalnızlığınıza lanet edeceğiniz kesin. Böyle bir ruh halindeyken de insanlarla ilişki kurmak veya birinin ilgisini çekmek çok kolay olmaz. Tam bir kısır döngü.
Danışan: Evet, ben ancak birini bulursam mutlu olabilirim diye düşünüyorum. Bulamadıkça da mutsuzluğum büyüyor. Mutsuz olunca insanlarla ilişki kurmam güçleşiyor, sosyalleşmek için motivasyonum azalıyor ve bu beni yine yalnızlığa sürüklüyor. Siz “Kendi kendine mutlu olursan daha neşeli, daha güvenli, daha keyifli gözükürsün, başkaları da seninle olmaktan keyif duyar, önce mutlu ol sonra birini bulman daha kolay” diyorsunuz da bunu nasıl becereceğim?
- Dr. Başak: Yalnızlık korkunuzun üstesinden gelmeyi öğrenerek. Korkunun üstesinden gelebilmek için nasıl ortaya çıktığını anlamak gerek. Korku ve kaygılarımızın çoğu aslında geleceğe, yarına ait yazdığımız senaryolar sonucu ortaya çıkar. Yani çoğu şimdi yaşadığımız an ile ilgili değildir. Bir örnekle açıklamaya çalışayım: Sizce bazı kişiler neden uçağa binmekten korkarlar?
Danışan: Uçak düşer diye.
- Dr. Başak: Evet. Oysa uçuş sırasında uçağın içi gayet huzurludur, etrafındakiler film seyrediyor, müzik dinliyor, bir şeyler yiyip içiyor olabilirler ama korkan kişi o anda etrafında olanlarla ilgilenemez ve sürekli olarak uçağın düştüğünü hayal eder. O hayaller o kadar gerçekçidir ki, korkuyu bütün bedeninde hisseder, elleri titrer, terler. Bütün korkular ve kaygıların oluşması bu şekildedir. Kişi “şimdi”den uzaklaşır, yarına veya ilerleyen dakikalara dair felaket senaryoları yazar, başına geleceklerle baş edemeyeceğine inanır. Bu senaryolar genellikle çok ürkütücüdür. Baş edemeyeceğini düşünmek daha da ürkütücüdür. Oysa biz sadece şimdi ile baş edebiliriz, yarın olanlarla baş edip edemeyeceğimizi bilmemiz mümkün değil.
YA HAYATLA BAŞ EDEMEZSEM!
Danışan: Ben de anlattıklarınıza benzer şekilde düşünüyorum. Yalnız kalırsam hayatla baş edemeyeceğim, mutlu olamayacağım, kendime bakamayacağım, zor duruma düşeceğim ve bana kimse destek olmayacak.
- Dr. Başak: Peki ben size “yalnız olsanız bile mutlu olabileceksiniz, kendinize bakmakta hiçbir zaman sıkıntı çekmeyeceksiniz, zor duruma düştüğünüzde size arkadaşlarınız, aileniz destek olacak ve onların sevgisi size iyi gelecek” desem ne hissedersiniz?
Danışan: Daha güvende hissederim.
- Dr. Başak: Demek ki aslında yalnızlıktan çok yalnız kaldığınızda karşı karşıya kalacağınız durumları düşünüp korkuyorsunuz. Aslında bu biraz da kendinize güvenmediğinizi gösteriyor. Kendinize güvenseydiniz ve inansaydınız, yalnız kalmanın zorlukları olsa bile bunlarla baş edebileceğinize de inanırdınız. Yalnız kalmak her insan için zaman zaman zor olabilir ama tek başına bir problem değildir. Asıl problem yalnızlığa ve onunla nasıl baş edeceğinize dair düşüncelerinizdir. Yalnızlığın çok korkunç, çok acı verecek bir durum olduğunu düşünür durur ve bu durumla baş edebilecek gücünüzün olmadığına, çaresiz olduğunuza kendinizi inandırırsanız, yalnızlıktan korkmanız çok doğal.
Danışan: Yalnızlıktan korkmayan insanlar nasıl düşünür?
- Dr. Başak: Birincisi, yalnızlığın “çok korkunç” olduğunu düşünmezler. Kendinizi düşünün, yalnız olup da keyif aldığınız zamanlar olmuyor mu?
Danışan: Oluyor elbette.
- Dr. Başak: Öyleyse yalnız olmak her zaman çok korkunç değil. Yalnızlıktan korkmayan insanlar, yalnız olmanın bazen o kadar da kötü olmadığının farkındadırlar. İkincisi, yalnızlıkla baş edebileceklerini bilir, kendilerine güvenirler. Yalnız kaldıklarında iyi vakit geçirebilmek için planları, belli bir stratejileri vardır. Yalnız kalmak onları korkutmaz, çünkü yalnızlıkla baş edebileceklerini düşünürler.
Danışan: Belli ki ben ikisini de yapamıyorum.
- Dr. Başak: Önce, yalnızlık korkunuza neden olan düşünceler aklınıza geldiğinde bunların geleceğe ait felaket senaryoları olduğunu, falcı olmadığınızı, yarın ne olacağınız bilemeyeceğinizi kendinize hatırlatın ve dikkatinizi şu anda etrafınızda olup bitenlere vermeye çalışın. Kaygınızın ve korkunuzun yavaş yavaş azaldığını fark edeceksiniz. Sonra da yalnız kaldığınız zamanlar nasıl vakit geçirebileceğinizi, keyfini çıkarmak için neler yapabileceğinizi planlayın.
RESMiN TÜMÜNE BAKMAYI ÖĞRENiN
Danışan: Yarına dair hep felaket senaryolarım var. Bunlardan kurtulmak çok kolay olmayacak.
- Dr. Başak: Kolay değil ama öğrenebilirsiniz. Yeter ki çaba sarf edin. Senaryolardan kurtulmak için “şimdi” olanlara dikkatinizi vermenin birçok yöntemi var; meditasyon, nefes egzersizleri, bir arkadaşınızla sohbet... Bu arada, “şimdi”ye odaklanırken, sadece nelerin eksik olduğuna odaklanmak sizi üzgün ve kızgın yapar. Pesimist insanlar genellikle bardağın boş tarafını görürler. Çok pozitif insanlar da bardağın dolu tarafını görür. Gerçekçi ve inandırıcı olanı, bardağın yarısının dolu yarısının da boş olduğunu görebilmektir. Resmin tümüne bakmayı öğrenmelisiniz. Sadece olumsuzluklara odaklanmak yerine sizi mutlu eden şeyleri de hatırlamak, keyfini çıkarmak neşenizi yerine getirir, sevmeyi, sevilmeyi, insanlarla ilişki kurmayı kolaylaştırır.
Paylaş