Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

Güncelleme Tarihi:

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2016 14:57

Her festival gümbür gümbür geçecek değil ya, ‘uyku’nun da festivali var. Buca’da düzenlenen Uyku Festivali’ne foto muhabiri arkadaşım Murat Şaka ile birlikte katıldık. Amacımız kitap okuyup uyumak, döndüğümüzde de “Nasıldı” diye sorana “Nasıl olsun uyuduk, anlayamadık” demekti. Ama heyhat! Festivali uykusuz geçirdik. Sabaha karşı çadırda tam dalıyorum derken “Uyumaya mı geldik, haydi” cümlesiyle sıçradım. Katıldığım en eğlenceli festivallerden birini uykusuz tamamladım.

Haberin Devamı

Duyup da etkilenmemek, bilip de gevşememek mümkün mü? Adı üstünde. ‘Uyku Festivali’... İçe dijital hiçbir şey girmeyecek. Telefon, bilgisayar, dijital müzik aletleri ve bilumum alet edevat yasak. Onun yerine oyun oynamak, kitap okumak, şarkı türkü söyleyerek kendi müziğini yapmak (Bu da yasak olsa iyiydi) ve tabii ki dilediğince uyumak serbest. Üstelik İzmir Buca’nın hemen yukarısında Nif Dağı’nın eteklerinde, ekmek elden su gölden, doğanın cömert olduğu bir ortamda. Kimin içinde kelebekler kanat çırpmaz ki...

 

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

 

Haberin Devamı

Buca Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikte aldık biz de soluğu. Daha kuşlar kahvaltıya başlamamıştı ki sabahın köründe festival alanına vardık. Telefonu görevlilere teslim ederken eli titreyen, bilgisayarı vermek istemeyen Murat’la çadır için çektiğimiz kura sonucu yan yana düştüğümüzde bir şeylerin ters gideceğini anlayıp geri dönebilirdim ama yapmadım. Sabahın erken saatleri olmasına karşın ortalıkta gezinen birçok insan olmasından hafiften içimi bir kuşku kaplasa daumudumu yitirmedim.

 

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

Yanında kitap getirmeyenler için kurulan kitap standının bulunduğu okuma alanında kitap okumaktan yorgun düşenler hiç eksik olmadı. 

 

Önce kendi çadırımı kurdum. Sonra Murat’ın nasıl becerdiğini anlamadığım bir şekilde altını üstüne getirip kurmaya çalıştığı çadırı düzeltip onunkini kurdum. Murat’ın evden pike, çarşaf getirdiğini de o zaman fark ettim. Başıma gelecekleri anlamıştım ama iş işten geçmişti. Festivalin kurallarından biri de bir kere içeri girdin mi çıkamamaktı. Sonuç: Uyku Festivali’nde sabaha kadar Murat’ın böcek korkusu, şarkı, oyun, sohbet derken geceyi sabaha kavuşturduk.

 

Haberin Devamı

TEDİRGİN GEÇEN BİRKAÇ SAAT

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

 

Festivale yaklaşık 300 kişi katılmıştı. Bunun büyük bir bölümü 10 bin civarındaki başvuru arasından noter çekilişiyle gelendi. Yani kimse kimseyi tanımıyordu. Sağı solu kollayan bakışlarla ve küçük insan kümelerinin arasına kaynama çabalarıyla geçen birkaç saatten sonra dijital bir ekrandan dünyaya açılma olanağı olmadığından olacak kendiliğinden bir rahatlama geliyor. İster istemez sosyalleşmek, yeni insanlarla tanışıp sohbet etmek, şakalaşmak, sırtında taşımak kısa sürede sıradan hale geliyor, tedirginlik falan kalmıyor.

 

 

OYNAMAYA GELDİK

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

Haberin Devamı

Birinci olanlara telefonlarının verileceği söylentisi herkesin oyunlara hücum etmesine neden oldu.

 

Valla bir kez daha gördüm ki oyunun yaşı yok. Sadece yaşa göre kulvarlar değişik. Genç, dinamik ve ‘pirezentabıllar’ ip çekme, çuval, voleybol, güreş gibi aksiyonu bol oyunları tercih ederken, benim gibi orta yaş ve üstü olanlar tavla, yürüyüş, hamak, armut minder üstünde durabilme gibi sportif faaliyetleri tercih ediyor. Oyun tercihleri, doğru sosyal grubun içine girmeyi kolaylaştırıyor.

 

KİTAPLA GELEN ASOSYALLİK

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

Çadır yerleri kurayla belirlendi. Alanda 200 civarında çadır vardı. 

 

Telefon yok, bilgisayar yok ve asosyallik de yok” sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Elindeki kitabı bir telefon gibi kullanıp, uzun süre izlememe karşın kitaptan başını kaldırmadığı için yüzünü göremediklerim, sesini duyamadıklarım oldu. Kenarda durup tüm olan bitenleri “Ben kimim, burası nere” tadında sessiz sedasız kenardan izleyenlerin sayısı da hiç az değildi.

Haberin Devamı

BENDEN BU KADAR TELEFONUM NEREDE?

İşin en ilginç yanı burasıydı. “Benden bu kadar, daha fazla dayanamayacağım, telefonumu verin”  diyen yaklaşık beş kişi kampı terk etti. Bir bu kadarı da alana gizlice telefon soktuğu için kamptan atıldı. En az bu ikisinin sayısı kadar da içeri gizlice telefon sokana bizzat kendim denk geldim. Dijital dünya bağımlılığının vardığı nokta meğer oldukça enteresan bir boyut kazanmış, onu anladım.

 

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

Yaklaşık 300 katılımcı 10 bine yakın başvuru içinden kurayla belirlenmiş olsa da arkadaşıyla birlikte kazananlar da yok değildi. 

 

EKMEK ELDEN SU GÖLDEN

Festival alanının bir köşesinde asker nizamıyla dizilen tenekelerde tavuklar, onun biraz altında közde dönen kuzular, onun biraz altında da açık büfe manav vardı. Ayranlar yayıktan, pilavlar biraz aşağıdaki güzeller güzeli köy Kaynaklar’dan... Umudum yemeklerden sonra insanların üzerine ağırlık çöküp festivalin uyku kısmına geçilmesiydi ama yemek yedikçe sindirmek için daha tempolu oyunlara geçildi.

 

Haberin Devamı

BİTMEYEN ŞARKI

Uyku Festivali’nde ‘Uyumaya mı geldik’ sesleri...

Alkolün yasak olduğu kampta eğlence neredeyse hiç durmadı. 

 

Geceyle birlikte ateşin yakılmasıyla başlayan ateş başı sohbet çok kısa sürede şarkılı türkülü ortama dönüştü. Tıpkı gecenin bir vaktinden sonra diskoya dönen restoranlar gibi. Repertuvar tükendikçe işin azap çekme kısmı arttı ve bir ara gitar eşliğinde tribün şarkılarının söylendiğine dahi şahitlik ettim.

OYUNLARDA HEZİMET

Festival boyunca uyumadığımız gibi katıldığımız bütün oyunlarda da hezimete uğradık. Tavla şampiyonuyla tesadüfen tanıştım ve neredeyse ışık hızında yenildim. Onun ardından diğer rakiplerim de acımadı. Topa bir kere vurdum, birinin çadırını başına yıktım. Armut minderin üzerinde oturuyorken yokuş aşağı devrilmeseydim belki çuval yarışına da katılacaktım ama gözüm kesmedi. Uykusuz, yorgun ama yine de çocuklar gibi şen ve mutlu bir şekilde kazasız belasız kamptan ayrılmayı başardım.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!