Güncelleme Tarihi:
DİYANET İşleri Başkanlığı, Adalet Bakanlığı’yla 10 Şubat 2011 tarihinde tutuklu ve hükümlülerin dini ve ahlaki gelişimlerini sağlamaya yönelik işbirliği protokolü imzalamasının ardından, cezaevlerinde vaizler görev yapmaya başladı. Vaizler, mahkûmların rehabilite edilmesi, hapse girmelerine sebep olan bazı kötü alışkanlıklarının giderilmesi amacıyla Kuran eğitimi, kişisel danışmanlıkla görevlendirildiler.
İLK GİRİŞİM SONUÇSUZ
Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde cezasını çeken mahkûm Miktat Algül, Alevi olduğunu belirterek, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yer alan “Hükümlünün, mensup bulunduğu dinin görevlilerince ziyaret edilmesine ve onlarla iletişim kurmasına, kurum güvenliğini tehlikeye düşürmemek koşuluyla izin verilir” maddesini gerekçe göstererek bir Alevi dedesiyle görüşmek istedi. Ancak Algül, bir sonuç alamadı. Bunun üzerine Algül, 29 Nisan’da Ankara Barosu İnsan Hakları İzleme Merkezi’ne başvurdu. Merkez Başkanı avukat Kazım Genç, Adalet Bakanlığı’na başvurarak, hem Algül hem de cezaevi idaresiyle görüşmek için izin istedi.
HAFTADA BİR GELSİN
Avukat Genç’in girişimi sürerken cezaevi müdürlüğü, Miktat Algül’ün 18 Mayıs’ta, Cem Vakfı Ankara Şubesi’nin dedesi ile görüşmesine izin verdi. Adalet Bakanlığı’nın görüşme izni verdiği avukat Genç de, Algül’le 1 Temmuz’da görüştü. Avukat Genç, görüşmeyle ilgili, “Alevi dedesi ile görüşmesine izin verilen Algül, bunun Türkiye’de bir ilk olduğunu belirtti. Algül, Sünni inanca mensup yurttaşlar için cezaevine vaiz geldiğini, kendisine de en az haftada bir kere Alevi dedesi ile görüşme izin verilmesini istiyor” dedi. Genç, devletin Alevi inancına mensup tutuklu ve hükümlülere yönelik dede hizmetini rutin hale getirmesi gerektiğini savunarak, “Vatandaşın her hafta dilekçe yazmasına gerek yok. Adalet Bakanlığı Türkiye Alevi Bektaşi Federasyonu ile bir protokol imzalayarak cezaevinde Alevilerin dede hizmetinden yararlanmasına olanak sağlayabilir” dedi.
DAHA ÖNCE REDDEDİLMİŞTİ
Miktat Algül, Ankara’ya nakledilmeden önce kaldığı Osmaniye’deki cezaevinde de aynı talepte bulunmuştu. Algül’ün talebi, “Osmaniye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda Diyanet İşleri Başkanlığı’yla yapılan protokol kapsamında Osmaniye İl Müftülüğü tarafından görevlendirilen 2 vaizin görevli olarak geldiği, hükümlü Caferi mezhebinden olsa da Caferi mezhebi İslam dinine bağlı bir mezhep olduğu, hükümlünün istemesi halinde kurumdaki görevli vaizlerle görüşmesinin sağlanacağı belirtilerek” reddedilmişti.