Paylaş
Diyor ki:
“İthalatın gerekçesi olan ucuz et bir şehir efsanesi olup AB ülkelerinde ve gelişmiş ülkelerde yapılmakta olan et sınıflandırmaları sonucu 2. sınıf reforme hayvan etleri ve hayvanın bazı bölgelerinin etleri daha ucuz olarak piyasaya sunulmaktadır. Ancak genç hayvan etleri ve pirzola, bonfile gibi kaliteli etler dünyanın her yerinde pahalıdır ve ülkemizdeki fiyatlardan ucuz değildir. Örnek vermek gerekirse; İngiltere’de but eti 12.5 pound/kg yani 29 TL, bonfile 28 pound/kg yani 64 TL, Fransa’da antrekot 18.6 Euro/kg yani 36.6 TL kıyma ise 8.7 Euro/kg yani 17.2 TL dir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde hayvanın yaşına, cinsiyetine, ırkına, besi performansına, etin karkastaki yeri ve kalitesine göre grading (derecelendirme) yapılarak fiyatlandırılmaktadır. Yetkililer ve sadece kâr amacı güden ithalatçılar tarafından ülkemizdeki hayvan sayılarının düşüklüğü ve dolayısıyla kasaplık materyaldeki arz darlığı göz ardı edilerek; diğer ülkelerde etin ucuz ülkemizde ise pahalı olduğu çarpıtması ile kamuoyu devamlı yanıltılmıştır. Ülkemizde etlerde kalite sınıflandırması yapılmadığı için tüm etler aynı kategoride değerlendirilmektedir. Ancak, ülkemizde de en kısa sürede kalite sınıflandırılmasına geçilmelidir.”
Alkan’a göre ithalin etkilerini şöyle özetleyebiliriz:
- Canlı hayvan ve et ithalatı her zaman hem insan ve hayvan sağlığı açısından hem de yerli üretici açısından birçok olumsuzluklar ortaya koyarak hayvancılığımıza önemli zararlar vermektedir. (Ülkemizde görülmeyen bazı hastalıklar yapılan ithalatlarla ülkemize sokulmuştur.)
İthalatın etkileri özetle şöyledir:
- Üretici elindeki henüz besisini tamamlamamış hayvanları kestirerek zarara uğramıştır. Aynı şekilde hayvan yetiştiricisi de darbe yemiş ve rekabet ortamı yok edilmiştir.
Hayvancılığımızın acı sonu
HÜKÜMET canlı hayvan ve et ithalinde kapıyı iyice açtı. Geçen nisan ayında 16.000 ton canlı hayvan ve 7.500 ton da et ithaline karar verildi; bu miktar yeterli görülmeyerek 26 Haziran’da 100.000 tonluk ikinci bir ithalat kararı daha alındı.
EBK tarafından kesilerek piyasaya sürülen hayvan ithali yine yeterli olmadı ve geçen hafta sonu da bu kez, küçükbaş hayvan ve et ithalatında gümrük vergileri düşürüldü. Fonlarda indirim 1 Ocak 2011 tarihine kadar sürecek. Et ticaretini özel sektör yapacak yine.
Kırmızı etin ardından kurbanlık hayvan ithalatına da yeşil ışık yakılması, hayvancılık politikasının nerelere geldiğinin bir göstergesi sayılıyor.
Kasaplık hayvan ithalatı hayvancılığımızın sonunu da hazırlıyor.
Türkiye’nin en büyük besicisi Necati Kurmel, ‘Tahıl akıllı değil, süt akıllı olalım’ (17.9.2010) yazımızda et ve süt sorununu çok güzel anlatmıştı.
Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin uzun süredir iktidarı uyarıyor. Son olarak Yetkin, Türkiye’nin 1986’dan bu yana ilk kez hafif dondurulmuş et ithalatının serbest bırakılmasına tepki gösterdi ve “Bu kararı hem sağlık, hem de ekonomik açıdan riskli ve yanlış görüyorum” dedi. Bunun sağlıkla ilgili ipucunu Tarım Bakanlığı müfettişleri çıkardı; Burger King’e verilen etlerin 12 tonluk bölümünde virüs bulundu.
Bu tablo Türkiye gibi hayvancılık potansiyeli yüksek bir ülke için çok acıdır.
Biliyor musunuz
- 1996 yılında vefat eden Milaslı şair Nail Ulvi Akgün’ün adına yapılan etkinlikten sonra Hayıtlı Mahallesi’nde bir caddeye adının verildiğini...
- ANTALYA Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile AKSAV tarafından organize edilen 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde kentin farklı noktalarına ‘FOI–Altın Portakal Shop’lar kurulacağını...
7 kez sınava giren sürücü var mıdır?
TÜRKİYE’de trafikte kurallara uymak ne yazık ki eksik tarafımızdır.
Trafik kurallarına tamamıyla uyulması gerekmektedir. Benim şahsen gördüğüm kadar maalesef sürücülerin ancak % 5’inden bile azı kurallara uyuyorlar veya kuralları biliyorlar. Bunda da en büyük kabahati ben hem sürücü okullarında (ki bu adamlar resmen para ile ehliyet satıyorlar), hem de trafik polisinde buluyorum. İlgili okullar, eğer ehliyet için imtihan ediyorsa, onlar da bu işi tam bilmeden ehliyetleri dağıtıyorlar demektir.
Kısa bir anımı anlatmak isterim: Bundan 20 yıl önce Ankara’dan bir aile yaşadığım Ottawa’ya göç etti. Adam kimya mühendisi ve elinde ağır vasıta ehliyeti var. Kanada’da tam 6 defa ehliyet imtihanında kaldı, ancak 7. seferde alabilmişti. İşte aradaki fark. Bunu da isterseniz trafik müdürlüğüne de bildirebilirsiniz.
Tarık KARSLI
Bir 12 Eylül anısı
REFERANDUMDAN sonra, büyük bir gayretkeşlikle Kenan Evren için soruşturma başlatma yarışını hayret ve üzüntü ile izlemekteyim.
12 Eylül 1980 ihtilalinin tasarrufları, işkenceleri, idamları, özellikle hazırladıkları Anayasa’nın 24. maddesine konan ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ derslerinin ilköğretim kurumlarında herkes için mecburi hale getirilmesi, affedilir cinsten değildir.
Yaşları 90’a gelen Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya’nın CMUK’a göre zaten zamanaşımı nedeniyle yargılanması olanaksızdır.
Ben, o tarihlerde Ankara Vali Yardımcısı iken, evi kurşunlanan bir kamu görevlisiydim. Sayın Vali Tekin Alp, benim evimin önüne bir karakol kurulmasını istemişti. Daha sonraki Vali Vecdi Gönül, bir gün Emniyet Müdürü’nü arayarak, hangi güzergâhtan emniyetli bir şekilde Çankaya’daki konutuna gidebileceğini sorduğunu, günde her gün 20-30 kişinin öldürüldüğünü dünkü gibi hatırlıyorum.
Bu kaosu, o günkü şartlarda kim nasıl önleyebilirdi?
12 Eylül’ü bu yönü ile de değerlendirmek gerekir.
Türk toplumunda yaşları 90’ına gelen komutanların yargılanmasını bazı işgüzarlar dışında kimse onaylamaz. Artık geçmişe değil, önümüze bakmanın zamanı gelmiştir.
Ayrıca kahraman ordumuzu da yıprattığımız yeter!
Dr. M. İhsan YALÇIN
Eski mülki amir,
Sarıyer Belediye Başkanı
Paylaş