Güncelleme Tarihi:
Mehmet Özel, Ali Kılıç, İsmail Erdoğan, Salim Çakır, Betül Akan, Menekşe Kılıç, Güher Erdoğan ve Şehriban Yüce Strasbourg mahkemesine yaptığı başvuruda yıkılan binalarının inşaatından sorumlu şirketin kötü ve eksik malzeme kullandığını iddia etmişti. Bu suçlama üzerine Türk makamları bu şirketin 3 ortağıyla birlikte, 2 teknik uzman hakkında dava açmıştı. Davalıların çoğu zaman aşımından dolayı beraat ederken, sadece 2 kişi hakkında hüküm verilmişti. Soruşturma izni verilmediği için, binalara gerekli izinleri veren memurların yargılanamamıştı.
17 AĞUSTOS’TAN BU YANA NE DEĞİŞTİ?
10 YIL ÖNCE BAŞVURMUŞLARDI
Depremde yıkılan binada hayatını kaybedenlerin yakınlarının bundan tam 10 yıl önce yaptıkları başvuru, sonunda karara bağlandı. Kararda AİHM yargıçları Türkiye Cumhuriyeti'nin, sorumlulara karşı etkili soruşturma yürütemediğine hükmetti ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşam hakkıyla ilgili 2. maddesinin ihlal edildiğini belirtti. Bu bağlamda, Türkiye, mağdurlara mahkeme masrafları dahil toplamda 128 bin Euro tazminat ödeyecek.
ESKİ BAKANA 17 AĞUSTOS DAVASI
DAVAYI KAZANAN AVUKAT: İÇ HUKUK YOLLARI TÜKETİLMELİ
Davayı, müvekkilleri Betül Akan ve Mehmet Özel adına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyan Av. Filiz Saraç karara ilişkin şunları kaydetti: “AİHM'e başvurabilmek için iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra 6 aylık süre sınırı bulunuyor. 2011 yılından beri, AHİM'e başvurabilmek için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerekiyor. Bunun için de İÇ hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren 30 gün süre bulunuyor. Bu durumda artık Ağustos 99 depremzedeleri için süre nedeni ile AİHM yolunun kapalı olduğu kanısındayım.Ancak verilen karar hem ülkemizde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni uygulayan tüm devletler için emsal karar niteliğindedir. Ülkemizde kamu görevlilerin sorumluluklarına gidilmesinde sistemde hep dirençle karşılaşılıyor. Bu emsal karar Soma faciası gibi davalar açısından devletin sorumluluğunun vurgulanması açısından önem taşıyor."
AİHM: 'YAŞAM HAKKI İHLALİ VAR'
Av. Saraç açıklamasının devamında "Kararda etkin hukuk yolunu olmadığı, depremzedelerin yaşam hakları konularında hak ihlali oldukları tespit edilmiş. Verilen AHİM kararlarında hak ihlali tespit olduğunda yargılama yenilenebilmekte. Ancak bu ceza davaları yönünden sadece hükümlü lehinedir. Bu nedenle yargılama yenilenmesini talebinde bulunmayacağız. Bu imkan olsa idi bile 10 yıllık ceza zaman aşımı süresi de söz konusu" dedi.
‘HERKESİN YAŞAM HAKKI VAR’
Türkiye’nin ödeyeceği tazminatın emsal karar kabul edilip edilemeyeceği konusunda hurriyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Avukat Gülşen Orman Çakar benzer durumda mağdur olan insanların da AİHM’de dava açma hakkı bulunduğunu belirterek, “Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf bir ülkedir ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında herkesin yaşama hakkı ve buna bağlı adil yargılanma hakkı vardır. 1999 depreminde yaşamını yitirenlerin ailelerinin yapmış olduğu başvuru; adil yargılanma, idarenin sorumluluğu ve kamu görevlilerinin yargılanmaması ile ilgilidir. AİHM’nin Türkiye aleyhine vermiş olduğu 128 bin euroluk tazminat da yine Sözleşmenin 46. Maddesi gereği Türkiye’yi bağlamakta ve benzer şekilde mağdur olanlara da dava açma hakkı tanımaktadır. Sözleşmenin 46. Maddesinde sözü edilen “yüksek sözleşmeci taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ederler” ifadesi de bu bağlayıcılığı ortaya koymaktadır. Sadece mağduriyet yaşayanların AİHM’ne başvurudan önce Sözleşmenin 35. Maddesi gereği Türkiye’deki tüm iç hukuk yollarını tüketmeleri sonrasında AİHM’ne gitmeleri gerekmektedir” diye konuştu.
ZAMAN AŞIMINIA DİKKAT ÇEKTİ
Konuyla ilgili olarak görüşünü aldığımız İstanbul Barosu avukatlarından Uğur Poyraz ise davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusuna dikkat çekti ve, “AİHM kararı olay devletin sorumluluğunda diyor ve denetim mekanizmasını sorumlu tutuyor. Eğer davacılar 17 Ağustos 1999’dan sonra 1 yıl içerisinde dava açmışlarsa bu zaman aşımına uğramaz ve iç hukuktan bir sonuç alınamadıysa AYM safhasından sonra AİHM yolu da açık olur. Maalesef Türkiye’de uçaklar düşer binalar yıkılır gece bekçisi yargılanır” diye konuştu.