Güncelleme Tarihi:
Teknolojik ayak izleri adını verdiğim bir düşüncem var. Elektronik cihazları kullandığımızda düzenli olarak bazı izler bırakıyoruz. Örneğin cep telefonu ile bulunduğumuz nokta birkaç metre hata payı ile tespit edilebiliyor. Ya da kredi kartımızı kullandığımız her yer anında işaretlenebiliyor. Birde son yıllarda yaygınlaşan güvenlik kameraları da buna ekleyin. Attığımız her adım aslında izleniyor. İzleniyor derken devlet adına çalışan bir görevli ya da ticari sırlara sahip önemil biri değilseniz bu bilgiler özel hayatınızı deşifre etmek için değil daha çok CRM adı verilen satışa yönelik çalışmalarda kullanılıyor.
Marketlerin 'bilmem ne kadar indirim' vaad eden kartlarını 'Allah rızası için dağıttığını düşünmüyorsunuz herhalde. Yaptığınız her alışveriş itina ile kayıt altına alınıyor. Bu sayede X markette Cumartesi günü saat 15 ila 16 arasında alışveriş yapan 30-35 yaşları arasında evli erkeklerin yüzde 70'nin bebek bezi ile peçete aldığını saptayabiliyorlar. Ya da çocuğunuz olduğunu bebek bezi almaya başlamanızdan anlayıp size özel indirimler verilebiliyor. Tabi bunların hepsi size daha çok ve uygun şeyler satabilmek için yapılan çalışmalar.
Bu işler için ciddi paralar ayrılıyor ve özellikle zincir mağazalarda sıklıkla uygulanan bir teknoloji. Hatta böyle bir teknolojiyi uygulamayan mağaza yok gibi bir şey.
Ä°ÅŸin diÄŸer boyutlarına gelecek olursak: Bugün belli elektronik cihazlara sahip olduÄŸunuzda istediÄŸiniz birinin telefonunu dinlemek iÅŸten bile deÄŸil. Bunun için binlerce dolar yatırmaya bile gerek yok. Ancak sıradan biriyseniz ve James Bond gibi bir hayatınız yoksa telefonunuz niye dinlensin orası da ayrı bir konu.Â
Böyle bir konuya girmişken Echelon adı verilen global tele kulaktan bahsetmeden geçmek olmaz. Başını ABD'nin çektiği İngiltere, Yeni Zellanda ve Avustralya gibi ülkelerin desteklediği bir proje Echelon. Dünyadaki bütün e-posta, telefon, telsiz ve bilimum elektronik haberleşmeyi dinleyen sistemin belli noktalarda üssü bulunuyor. Bu üslerden birinin de Türkiye'de olduğu iddia ediliyor.
Echelon sistemi bütün görüşmeleri tek tek dinlemiyor elbet. Süper bilgisayarlar yardımı ile çalışan sistem, anahtar kelime mantığı ile çalışıyor. Örneğin içinde 'bomba' ve 'terör' (şimdi bu yazı da Echelon tarafından işaretlenmiş olabilir) kelimeleri geçen bir e-posta gönderdiğinizde sistem bu dökümanı 'şüpheli' listesine ekliyor. Bu aşamada devreye personel giriyor ve bu e-postanın gerçekten şüpheli mi yoksa sıradan mı olduğuna karar veriyor (okuyarak ya da dinleyerek).
Benzer sistem ses verileri için de uygulanıyor. Bu sisteme bağlı çalışan ve birçok lisanı anadili gibi konuşan çalışanlar var. Tabi bu işin çok büyük teknolojik güç gerektirdiğini belirteyim. Dünya çapında hergün yapılan bütün elektronik görüşme trafiğinin ne kadar yer tutacağını tahmin etmek bile güç (birkaç bin Terrabyte olur sanırım). Bunun içinden potansiyel tehlikeli olanları bulmak ise ayrı bir konu.
Yeri gelmişken belirteyim Echelon sistemi yıllardır çalışıyor ve muhtemelen yaptığımız bütün görüşmeler bir şekilde bu sistemin süzgecinden geçmiştir. Yani uzun yıllardır biri bizi gözetliyor.