Güncelleme Tarihi:
Çocukluğumun en eğlenceli hatıralarında önemli bir yeri ailenin sıradışı kişisi amcam işgal eder. Birçoğumuzun ailesinde böyle sıradışı, farklı, toplumun çizdiği sınırların dışına çıkan kişiler vardır. Amcam da bunlardan biriydi. Üç kardeş olarak bizimle çocukmuş gibi oynar, işaret ve orta parmağı ile yürüyen bir insan figürü yaptığı 'kulübesten' (bu tabiri nereden buldu bilmiyorum ama aradan geçen 30 yıla rağmen halen unutmadığım bir kelime) ile bizleri gıdıklar ve eğlendirirdi.
Tabi bizim çocukluğumuzda uzaktan kumandalı arabalar, Action Man robotlar, konuşan bebekler falan yoktu. En büyük eğlencemiz amcam ile yaşadığımız renkli anlar, sokağa çıkarsak akranlarımızla oynadığımız futbol ya da çelik çomak gibi oyunlardı. Şimdinin çocuklarına baktığımda şanslılar mı yoksa çok şey mi kaçırıyorlar karar vermek zor.
Bugünlerde reklam panolarında bir ilan gözüme çarpıyor. İki farklı çocuk birinde 'Ben hiç deniz görmedim' diğerinde ise 'ben hiç tarlada yürümedim' diyor. Çok şükür tarlada yürüdüm (çocukluğumun bir kısmı köyde geçti), inek de güttüm ve hatta tarlada çalışma imkanım bile oldu. Gelişen toplumların getirdiği endüstriyelleşmenin geldiği son nokta bu sanırım. Bazı çocuklar kimi hayvanları artık sadece hayvanat bahçelerinde görüyor. Sanmayın ki bu bazı hayvanlar ülkemizde doğal ortamda yaşamayan hayvanlar. Bunlar arasında tavuk, inek gibi hayvanlar bile var.
Meselenin bir diğer yönü ise tüketim çılgınlığı. Etrafımızda cebinde onlarca farklı fonksiyona sahip telefon taşıyan ama bu özellikleri sadece 'ALO' demek için kullanan birçok kişi görebilirsiniz. var. Ya da yeni modeli çıktı diye henüz borcu bitmemiş telefonunu satan kişiler biliyorum. Sadece telefon için değil diğer elektronik cihazlar konusunda da tüketim çılgınlığı yaşanıyor. Sadece e-posta kontrol etmek ve internete girmek için üç boyutul animasyon yapabilecek bir dizüstü bilgisayar alanları biliyorum. Ya da iki kare fotoğraf çekip bir kenara bırakacağı bir dijital fotoğraf makinesine 5 bin dolar verenler. Evet belki bunlar çok uç örnekler ama ne yazık ki etrafımızda gördüğümüz şeyler bunlar.
Elektronik eşyada dikkat edilmesi gereken konu ihtiyaçlarımızı iyi belirlemek. Sonuçta inanılmaz bir hızla ilerleyen bir teknoloji dünyasında yaşıyoruz. Bugün en iyisi diye aldığınız ürün 3 ay sonra üretimden kalkan bir model olabiliyor. Dikkatli ve uyanık olmak lazım. İşinizi görecek ve gününüzü kurtaracak makul ve mantıklı seçimler yapmak gerekiyor. Elbette farkandayım ki günümüzde seçim yapmak o kadar kolay değil. Aynı üründen onlarca farklı model ve özelliğe sahip olanını bulmak mümkün. Bu da kafa karıştırıyor.
Tüketim çılgınlığına kapılmamak için bilinçli tüketici olmak şart. Alacağınız ürünün özelliklerini iyi araştırmak, ihtiyaçlarınızı doğru belirlemek ve konuyu iyi analiz etmek çok önemli. Bunları yaptıktan sonra uygun fiyata satan bir yer bulmak bile ayrı dert. Ancak sonuçta elde edeceğiniz
Cep telefonu, MP3 çalar, dizüstü bilgisayar ve diğerlerinin hayatımızı çepeçevre sardığı günümüzde hala çocukluğumdaki amcamın şakalarını ve bizi eğlendirmesini unutmam mümkün değil. Bu vesile ile geçen hafta aramızdan ayrılan sevgili amcam Fikret Çetin'e Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanın cennet olsun amcam. Kulübesten öksüz kaldı...