Millet gider Mersin'e...

Güncelleme Tarihi:

Millet gider Mersine...
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2008 11:23

Başlıktan da anlayacağınız gibi bu haftaki konumuz da yine internete uygulanan sansür.

Haberin Devamı

Düzenli olarak her hafta teknoloji üzerine yazı yazmak aslında kolay değil. Belli ve doyurucu bir konu hakkında yazmak kolay gibi görünse de mevzu teknoloji olunca 'sıradışı' bir şeyler bulmak gerekiyor.

Türkiye gibi bir ülkede ise konu bulmak pek sorun değil. Hatta teknoloji gibi özel bir alan için bile bu çok sorun değil. 'İlginç' uygulamalar nedeniyle bizim gibi editörler yazı konusunda sıkıntı yaşamıyor.

Burayı takip edenler bilir. YouTube sansürüne karşı çıkan çeşitli yazılar kaleme aldım. Artık bu konunun sıktığını düşünmeye başlamıştım ki geçen hafta ortalarında popüler video paylaşım sitesinin üçüncü kez kapatıldığı haberini alınca bir yazı yazmanın daha şart olduğunu anladım.

İnternetin farklı bir ortam olduğu, kendine has kuralları olduğu ve 'yasakçı' zihniyetlerle bir yere varılamayacağını defalarca yazdım (ama anlıyorum ki bir daha yazmak gerekiyor). Dünya konjüktörleri hızla değişiyor. Değişen şartlara ise hızlı bir şekilde ayak uydurmak gerekiyor.

Haberin Devamı

Bu konularda ise çok başarılı olduğumuz ise söylenemez. Genelde teknolojiyi ve yenilikleri biraz geriden takip etmeyi daha uygun buluyoruz. İnternet hızlarının geldiği nokta ise buna güzel bir örnek. İşin daha kötüsü ise kendimize göre bir anlayış belirlemiş olmamız. Bu anlayışın ise genel temayülle ilgisi bulunmuyor.

YouTube örneğinde olduğu gibi içinde Atatürk'e hakaret içeren videolar bulunuyor diye bütün bir siteye Türkiye'den erişimi engelliyoruz. Yani bir nevi Türkler'in Türkler'e sansür uygulaması söz konusu. Benzer erişim yasakları Tagged, Geocities, Alibaba ve Ekşisözlük gibi sitelere de uygulandı (bazılarına halen erişilemiyor).

Hatta isim yanlışı sebebiyle imdb.com yerine idbm.com sitesinin de engellendiği haberleri de geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıdı. Gülsek mi ağlasak mı bilinmez.

Tabi ki terör, hakaret, bir kişiyi ya da kurumu küçük düşürücü şeyleri, gizlice kaydedilmiş bazı ses dosyalarının paylaşımını doğru buluyor değilim. Bunların örneğini de geçtiğimiz günlerde yine YouTube üzerinde gördük (eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e ve bir başsavcıya ait olduğu iddia edilen ses kayıtları sitede yayınlanıyordu). Ancak bu tip şeyleri engellemenin yolunun da bütün bir siteyi kapatmak olmadığını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bilgisayardan çok anlamayan ama yeni yeni öğrenmeye başlayanlar, spy, virüs ya da  trojan gibi zararlı şeylerle karşılaştıklarında hemen format atmaya kalkarlar. Çünkü gerçekten de bunlardan kurtulmanın en kolay yolu formattır. Ancak format attığınızda e-postalarınızdan, ftp ayarlarınıza, msn geçmişinizden, kayıt ettiğiniz tüm dosyalara kadar herşeyin silineceğini de unutmayın. Zararlı dosyalardan kurtulmak hem zordur hem de zaman alır. Ama sonuçta yararlı dosyalarınızı da kurtarmış olursunuz.

Sanırım YouTube gibi 'zararlı' sitelere karşı uygulanacak en iyi yöntem internetin fişini çekmek galiba. Böylece hem iki de bir de kapatma derdi olmaz hem de zararlı içerikten uzak tutulmuş oluruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!