Güncelleme Tarihi:
Burayı takip edenler bilir. İnternet sitelerine ülkemizde uygulanan türden engellemelere karşıyım. Bir sitedeki milyonlarca sayfa içinde 3-5 tane kötü içerik var diye bütün bir siteyi kapatmak pire için değil yorgan evi yakmaktan daha kötü bir şey bence.
Bu tip olayları engellemenin en kolay yolu bir siteyi değil de belli sayfaları kapatmaktan geziyor. Sanırım zamanla bu gerekli merciler tarafından da anlaşılacak.
Öte yandan madalyonun bir de diğer bir yüzü var. Sanal bir ortam olan internette iletişim ve diğer şeyler genelde e-posta, forumlar ya da MSN gibi anında mesajlaşma programları ile sağlanıyor. Ancak genelde internette kimlik gizleyerek yapılan görüşmelerde herhangi biri ya da herhangi bir konuda aklına geleni yazmaya hevesli bir topluluk da bulunuyor.
Benzer durumu 10 yıl önce yakın arkadaşlarımla e-posta üzerinden kavgalar etmeye başlayınca anladım. Bilgisayar ekranı karşınızda iken sanki kimse yokmuş gibi aklınıza gelen herşeyi yazdığınızda karşınızdaki insanı kırabileceğinizi düşünmüyorsunuz. Ya da normalde arkadaşlarınızın yüzüne karşı söyleyemeyeceğiniz acımasızlıktaki eleştirileri e-posta ile gönderebiliyorsunuz. O gündür bu gündür e-posta gönderirken dikkat ederim.
Ayrıca yazı ile iletişim kurmak mimik, ifade ve duyguları aktarmak anlamında yeterli olmadığından kelime seçiminde dikkatli olmak gerekiyor.
Geçen hafta içinde karşıma çıkan bir haber beni düşündürdü: İzmir bölgesinin FIFA kokartlı hakemlerinden İsmet Arzuman, Facebook'taki bazı gruplarda kendisine hakaret edildiğini belirterek sitenin kapatılması için yargıya başvurdu. Olay hem üzücü hem düşündürücü. İnternet özgür bir ortam ancak ağzına gelenin söylendiği, insanlara ya da kurumlara hakaret edildiği ve bunun rahatlıkla, pervasızca yapılabildiği bir yer değil, olmamalı da.
Elbette bir konu, bir olay, bir kişi ya da durum hakkında olumlu ya da olumsuz fikirleriniz olabilir. Bunları başkaları ile paylaşmak da herkesin hakkı. Ancak bunu eleştiri sınırlarını aşmadan ve karşı tarafı rencide etmeden yapmak gerekiyor.
Bu yazıyı hazırladığım saat itibariyle Facebook'a halen ulaşılabiliyor. Bu tip hakaret ve sınırları aşan eleştiriler devam ettiği sürece ne kadar daha açık kalır bilemiyorum. Yani eğer beğendiğimiz ve kullandığımız bu tip sitelerin açık kalmasını istiyorsak kullanıcılara da düşen bazı görevler var. Ayrıca site kapatmaya ne kadar karşıysam dozunu aşmış eleştirilere de o oranda karşıyım açıkçası.
Öte yandan sebebi bilinmemekle beraber geçen hafta içinde Geocities ve Tagged sitelerine Türkiye'den erişim yasaklandı. Muhtemelen içinde hakaret barındıran içerik bulunuyor. Geocities ücretsiz hosting veren bir firma olsa da ücretli üyelik seçenekleri de mevcut. Bana gönderilen bazı e-postalarda ücretli üyelik almış okuyucularımın şikayetleri de bulunuyor. Haklı olarak 'parasını verip hizmet aldığım bir site nasıl erişilemez' diyorlar.
Bu tip sorunlara acil çözüm bulunması temennisiyle...