Güncelleme Tarihi:
Duymayan kalmamıştır sanırım. Geçen hafta ikinci bir YouTube engelleme vakası ile karşılaştık. Atatürk'e hakaret içeren bir video yüzünden siteye erişim 3 gün boyunca yasaklandı. Bu köşede sürekli belirttiğim gibi Atatürk'e hakaret edilmesini tasvip edecek değilim. Ancak bu şekilde 'yasakçı' zihniyetle de bir yeri varılamayacağını anlamak için internet uzmanı olmaya gerek yok.
Â
Türkiye'nin kendine has değerleri var: Bayrağa, devlet büyüklerine, kurucumuza, atalarımıza ve hatta Milli Marşımıza saygı gösteririz. Ancak her milletin kendi öz değerlerine saygı yöntemi ve şekli farklı oluyor. ABD'de, ülke bayrağından iç çamaşırı yapıldığı gibi eski başkanlarının resimlerinin olduğu tuvalet kağıtları satılıyor. Benzer şekilde birçok Avrupa ülkesinde de bu tip uygulamalar gayet normal karşılanıyor. Biz de ise bayrak motifi olan ay yıldızı herhangi bir giyside kullanmak bile kanunlar tarafından suç sayılıyor.
Durum böyle olunca bazı konularda aşırı hassas olmamız gayet normal. Yetişme tarzımız, geleneklerimiz, dünyaya bakışımız elbette farklı olacak. Ama mesele hakaret içeren bir video yüzünden içinde milyonlarca video bulunan bir siteyi kapatma konusuna gelince işler biraz değişiyor.
Çünkü burada global bir durum söz konusu. Siz bir konuda hassas olabilirsiniz ancak aynı hassasiyeti herkesten beklemeniz de biraz zor.
Açık konuşmak gerekirse YouTube'u kapattıran söz konusu videoyu izlemedim (gerek de görmüyorum). Bu tip şeyleri de hoş görmüyorum. Ama koskoca siteyi kapatmak yerine sadece o videoya erişim engellemesi getirilebilir. Teknolojiden anlayan biri olarak bunun yapılabileceğini biliyorum. Ama biraz emek gerektiriyor, sanırım ondan kaçıyoruz.
Dünyada da internetin 'karanlık' yüzüne düzenleme getirmek için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Hatta dünyada bazı üniversitelerde İnternet Hukuku kürsüleri bulunuyor (mesela Harvard'da var). Üniversitelerde bölüm açacak kadar konuya ilgi duyuluyor ve bu konu üzerinde çalışmalar da yapılıyor. Sonuçta sonsuz özgürlük diye bir kavram yok. Elbette internet üzerinden yürütülen çocuk pornosu, terorizm, yasadışı ilaç ve uyuşturucu ticareti gibi konularda önlem alınması gerekiyor.
Kısacası internetteki zararlı içerik meselesine biraz farklı ve teknolojik yaklaÅŸmak gerekiyor. Öyle 'basarız düğmesine kapatırızla' çözülebilecek bir konu deÄŸil ne yazık ki. Bunun bize bir faydası olmadığı gibi YouTube üzerinden iÅŸ yapan, kendini tanıtan, ticaretini ve kiÅŸisel iÅŸlerini düzenleyen milyonlarca Türk kullanıcı da zarar gördü.Â
Bu konudaki en başarılı örneklerden biri Wikipedia. Tamamen kullanıcı içeriğiyle oluşturulan online bir ansiklopedi olan Wikipedia'daki denetim yine kullanıcılar tarafından sağlanıyor. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye'de bir seminer de veren Wikipedia'nın kurucu Jimmy Wales, sitede 98.000 Türkçe makale bulunduğunu belirtti. Elbette Wikipedia'nın da hatalı ve eksik yönleri var ve olmaya da devam edecek. Ama devasa online bir ortamda içerik denetimi sağlamak o kadar da kolay değil.
Aslında YouTube'un da zararlı içerik için önlem bazı mekanizmaları mevcut. Videonun hemen altında Flag seçeneği bulunuyor. Buna tıklayıp gelen menüden 'Select a Reason' (Bir Sebep Seçin) seçeneğine basıp, Hateful and Abusive Content (Nefret Uyandıran ve Küfürlü İçerik) ardından da promotes hatred or violence (Kin ya da Nefreti teşvik ediyor) seçeneğini tıklamanız yeterli. Bu işlemleri yaptığınızda YouTube'a adı geçen videoyu şikayet etmiş oluyorsunuz.
Böylece içerik denetimimin bir kısmı kullanıcı tarafından yapılıyor. Herhalde aynı videoyu binlerce kişi şikayet ederse kaldırılır ya da değiştirilmesi için baskı yapılır diye düşünüyorum.
Konuya biraz daha teknoloji ve sağduyu ekseninde yaklaşırsak hem ülkemiz hem de tüm dünya açısından daha olumlu sonuçlar getireceğine inanıyorum.