Güncelleme Tarihi:
Hayatımızın her anında karşımıza çıkan teknolojik cihazlar artık ayrılmaz bir parçamız haline geldi. Cep telefonsuz bir hayat ve bilgisayarsız bir dünya düşünmek bile mümkün değil. Hal böyle olunca hayatımızın merkezi haline gelen bu cihazlarla olan iletişimimize de sorgulamak gerekiyor.
Bilişimle ilgili bir ürün satın alırken her zaman düştüğümüz hatalardan biri 'evladiyelik olsun' yaklaşımı. Çocukluğumda 1975 model bir buzdolabımız vardı. Muhtemelen bir yerlerde hala çalışan bu cihazla gençlik yıllarım geçti. Hatta üniversiteye başlarken bile hala çalışıyordu.
Ama artık köprünün altından çok sular aktı. Günümüzde hiçbir ürün 30 yıl çalışmak üzere tasarlanmıyor. Hatta bazı ürünler mümkünse 2-3 yıl sonra deÄŸiÅŸtirilsin diye üretiliyorlar.ÂKimi cihazlarda ise tamir ettirmek yenisini almaktan daha pahalıya bile gelebiliyor. Durum böyle olunca biliÅŸim ürünlerinden uzun ömürlü olmalarını beklemek çok mantıklı deÄŸil.
Elbette burada mesele sadece fiziksel ömür değil, teknolojik bir ömür de söz konusu. Örneğin 3 yıl önce aldığım Nikon D70 fotoğraf makinesi hala çalışıyor ve birçok işimde bana yardımcı oluyor. Ancak Nikon, teknolojik ömrünü çoktan tamamlayan bu modelin üzerine 4 yeni fotoğraf makinesi çıkarttı. Yeni modeller daha gelişmiş özelliklere ve yeni teknolojilere sahip olduğundan eskisi gözden düştü.
Hızlı tüketilen ürünlerin başında cep telefonları geliyor. Benim gibi işin içinde olanların bile takip etmekte zorlandıkları bir hızla yeni cep telefonları sürülüyor piyasaya. Bazen birden fazla marka/model aynı anda piyasaya sürülüyor. Ürün satın alırken yaptığımız en büyük hata ise kullanmayacağımız teknolojilere boşu boşuna para yatırmak. Örneğin kameradan, GPS'e, MMS'ten 3G'ye kadar onlarca farklı fonksiyonu olan bir telefonu, bu özellikleri hayatı boyunca kullanmayacak birinin alması çok mantıklı değil. Tam tersi durumda ise onlarca özelliğe ihtiyaç duyan birinin gidip sadece telefon fonksiyonu alan bir ürünü alması da mantıklı değil. İhtiyaçlara göre çözümler bulmak gerekiyor.
Bir diğer sıkıntı da bilgisayar satın alırken ortaya çıkıyor. Firmaların reklamları güzel ve dikat çekici: Çift çekirdek, 4 çekirdek falan filan. Ancak ev kullanıcısı için çekirdek sayısının çok önemi yok (tabi evde kendi çapınızda 3D render falan yapmıyorsanız). Normal bir ev kullanıcının temel ihtiyaçları olan İnternet'e girmek, Office yazılımlarını çalıştırmak, belli başlı oyunları oynamak gibi uygulamalar için 500-600 dolarlık bir bilgisayar yeter de artar bile. Elbette aynı bilgisayarı 5000 dolara da satın alabilirsiniz. Temelde yaptığı iş aynı olsa da bu kadar pahalı bir ürün çok daha fazla şey yapabilir.
Günlük kullanım için okuyucularıma verdiğim en önemli tavsiye en az 1 GB RAM almaları yönünde. Bilgisayar için işlemci çok önemli olsa da (onun seçimi için günümüz şartlarına uygun bir model tavsiye ederim) işletim sistemi çalışmak için RAM'e ihtiyaç duyar (Windows XP için en az 1,
Â
Mesele teknolojiyi satın almak değil onu doğru ve uygun şekilde kullanmakta. Yoksa hiç kullanmayacağımız özelliklere bir sürü para vermenin alemi yok. Özellikle de bunların birçoğunun ülkemizde üretilmediği düşünüldüğünde...