Güncelleme Tarihi:
Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi'ne itiraz ederek YouTube'a erişim yasağını kaldırtan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu; "Bu kararın 30 günlük süresi yok, TİB YouTube yasağını derhal kaldırsın" dedi. Fevzioğlu Hürriyet'e şu değerlendirmeleri yaptı:
"Gölbaşı'ndaki Sulh Ceza Mahkemesi yasak koydu, bizim itirazımız üzerine diğer hakimlik yasağı kaldırdı. Mahkeme YouTube'a genel bir erişim yasağını hukuka ve anayasaya aykırı buldu. Mahkeme sadece belli sitelerle ilgili erişimi sınırlayacaksın, genel olarak yasak uygulayamazsın dedi.
YOUTUBE DERHAL AÇILMALI
İlgili kurumlar Anayasa'nın 26. maddesi uyarınca güvence altına alınan ifade özgürlüğü ihlaline son vererek mahkeme kararını derhal uygulamalıdır."
YASAĞIN KALDIRILMASINDA ANAYASA MAHKEMESİ'NİN TWITTER KARARI DA ETKİLİ OLDU MU
Ankara Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararıyla kapatılan ve yine bu mahkemenin bugün aldığı kararla erişim engeli kaldırılan YouTube'un açılmasında Anayasa Mahkemesi'nin dün aldığı karar mı etkili oldu? Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gökhan Candoğan, "Anayasa Mahkemesi'nin dünkü kararından sonra artık YouTube, Twitter, Facebook ya da başka bir siteye erişim engelleme kararı alınamaz. Yüksek Mahkeme, dünkü kararında çok detaylı iyi bir gerekçe açıkladı. Milyonlarca kişinin ifade özgürlüğünün engellenemeyeceğini vurguladı. Dolayısıyla Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi de bu karara dayanarak engellemeyi kaldırmış olabilir" dedi.
TWITTER VE YOUTUBE YASAĞI KALKTI PEKİ VPN’İ TELEFONDAN NASIL KALDIRIRIZ
Günaydın, elbette ki kişilik haklarının zedelendiği gerekçesiyle vatandaşların, kendileriyle ilgili yayınların durdurulması talebinde bulunabileceğine dikkat çekerek, "Ancak Anayasa Mahkemesi, böyle bir durumda sadece o kişiyi ilgilendiren yayının durdurulması gerektiğini söyledi ve idareye sen hesap bazında, URL bazında kapatma yapacak teknik altyapıyı kurmalısın, dedi. Bunun yerine milyonlarca kişinin ifade özgürlüğünü sınırlayacak bir kapatma kararı alamazsın, derken bu sadece Twitter'ı değil, YouTube, Facebook gibi tüm siteleri kapsadı" diye konuştu.
Candoğan, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla, açık bir şekilde 3 kişiyle ilgili yargı kararı gerekçe gösterilerek milyonlarca kişinin ifade özgürlüğünün engellenemeyeceğine hükmettiğini vurguladı. Mahkeme kararı gerekçesiyle Twitter'a erişimin bütün olarak engellenmesinin ifade özgürlüğünün ağır şekilde engellenmesi olarak değerlendirildiğini belirtti.
ÖZEL HAYAT MI İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ? SORUMLU İKTİDARDIR
Avukat Candoğan, bir yanda özel hayatın gizliliğiyle ilgili verilmiş haklı mahkeme kararlarının; öbür tarafta milyonlarca insanın ifade özgürlüğü bulunduğuna dikkat çekerek, "Temel hak ve özgürlükler açısından baktığınızda özellikle de milyonlarca kişiyi ilgilendiren ifade özgürlüğünün daha ağır basacağı açıktır. Elbette ki özel hayatın gizliliği ile ilgili mahkeme kararı uygulanmaması söz konusu olamaz ama burada sorumlu olan yine iktidarın kendisi. 5651 sayılı İnternet yasakları ile ilgili kanun yıllardan beri var. YouTube yasağını daha önce de yaşadık. BTK ve TİB aslında bugüne kadar URL, hesap bazında erişim engellemeyle ilgili teknik altyapıyı tamamlamış ve uygulamaya sokmuş olmalıydı. Ama bugüne kadar bunu yapmayıp Mahkeme kararlarını gerekçe göstererek milyonlarca kişinin ifade özgürlüğünü engellemek, demokrasi anlayışının kıtlığıyla açıklanabilir. Anayasa Mahkemesi'nin dünkü kararından sonra artık YouTube, Twitter ya da başka bir siteye erişim engelleme kararı uygulanamaz" dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ NE KARAR VERDİ?
TİB'in, sosyal paylaşım sitesi Twitter'a tedbir amaçlı erişimin engellenmesi kararı üzerine, 3 kişi Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi, başvurucuların haklarının ihlal edildiğini, erişimin engellenmesinin, ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geldiğine karar verdi.
Kararda; "TİB'in kararına dayanak gösterdiği mahkeme kararlarını aşan ve milyonlarca kullanıcısı bulunan bir sosyal medya ağı olan twitter.com sitesine erişimin tamamen engellenmesini öngören işlemin kanuni dayanağının bulunmadığı ve bu sosyal paylaşım sitesine erişimin kanuni dayanağı olmaksızın ve sınırları belirsiz bir yasaklama kararı ile engellenmesinin demokratik toplumların en temel değerlerinden biri olan ifade özgürlüğüne ağır bir müdahale oluşturduğu açıktır" ifadesine yer verildi.
TİB'in yasağın kaldırılmasına ilişkin İdare Mahkemesi kararını uygulamaması da eleştirilerek, " Sosyal medyada belli olay ve olgulara ilişkin olarak paylaşılan haber ve düşüncelerin zamanın geçmesiyle güncelliğini yitirip etki ve değerini kaybedebileceği açıktır" denildi.
Mahkeme, oybirliğiyle aldığı kararında TİB’in keyfi engelleme yöntemleri deneyerek twitter.com isimli siteye erişimi kesmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını, bu işlemin bilgiye ulaşma imkânının yanında bilgiyi yayma hakkını da ciddi şekilde sınırladığını, engellemenin sadece anılan sitede mevcut olan değil ileride paylaşılacak bilgilere de erişimi engellediğini ve bu haliyle Anayasa’da mutlak olarak yasaklanmış olan sansürü mümkün kıldığını belirtti.
TİB'in dayanak gösterdiği mahkeme kararlarının sadece belli URL adreslerine erişimin engellenmesine yönelik olduğu, derece mahkemelerince doğrudan twitter.com internet adresine erişimi engellemeye yönelik bir karar alınmadığına dikkat çekildi.
MAHKEME KARARI URL BAZLI
Kararın sonuç bölümünde, Anayasa'nın 26'ncı maddesinde korunan 'ifade özgürlüğünün' ihlal edildiği vurgulanarak şöyle denildi: "TİB tarafından twitter.com isimli internet sitesine erişimin engellenmesi yalnızca bu engellemeye dayanak gösterilen ve URL bazlı verilen kararların muhataplarını değil, twitter.com ağından yararlanan tüm kullanıcıların ifade özgürlüğüne yönelik ağır müdahale niteliğinde olduğu ve hukuki dayanağının olmaması nedeniyle başvurucuların Anayasa’nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir. Başvurucuların Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine, kararın birer örneğinin ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmak üzere Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ve Ulaştırma Bakanlığına gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi."