Sosyal ağlar sarmış dört bir yanımızı

İnternet hayatımızda önemli değişiklikler yaptı: Artık bir çok bilgiye anında ve hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz. Tüm dünyayı saran bu ağ son yıllarda farklı bir konumlandırmayla karşımıza çıkmaya başladı: Sosyal ağlar.

Aslında işin özü sanal bir 'cemaat' oluşturup bunlarla birlikte hareket etme, fikirleri paylaşma, yeni çözümler üretme ve benzeri çalışmalar yapma. Bu tip sosyal medyanın ilk örneği ise Facebook ile karşımıza çıktı. 2004 yılında kurulan ve sadece 5 yaşında olan site, dünyanın en büyük ve hızlı gelişen sosyal ağlarından biri haline geldi.  Temelinde fotoğarflarınızı, videolarınızı, her türlü özel ya da genel bilgilerinizi paylaşabileceğiniz bir alan Facebook. Yıllardır görmediğiniz ilkokul arkadaşınız (ki benim başıma geldi ve böyle bir arkadaşımı buldum), uzaktaki bir akrabanız ya da yan sokaktaki arkadaşınızla iletişiminizi bu site üzerinden sağlamak mümkün. Günlük koşturmaca içinde iletişimde imkanınız olmayan insanlarla bilgi paylaşımı için faydalı bir site Facebook. Ancak daha önce yine bu sayfalarda belirttiğim gibi 'ne paylaştığınıza dikkat etmeniz gereken' bir yer Facebook. Fazla özel konulara girmemek ya da bir gün geldiğinde silmek isteyeceğiniz bilgileri vermemeniz gereken bir yer.

Yükselen bir diğer sosyal ağ ise FriendFeed. Benim de sıklıkla kullandığım (friendfeed.com/ozgurcetin) bir paylaşım sistemi. Eğer benim gibi farklı kaynaklar ve mecralarda içerik üreten bir editörseniz hepsini duyurmak ya da takip etmek isteyenler için her bir siteye tek tek girmek zahmetli iş. İşet bunun zahmetli olduğunu düşünen birileri sizin bütün kaynaklarınızı en azından link olarak toplayabileceğiniz bir site kurmuş. Adına da FriendFeed demiş. İlk olarak siteye üye olup kaynaklarınızı tanıtıyorsunuz. Mesela benim blog sayfam, incelemeler yazdığım bir sitem, bu yazıyı okuduğunuz hurriyet.com.tr adresim, Facebook adresim, YouTube hesabımıburaya ekledim. Bu bahsettiğim hesaplarda güncelleme olduğunda FriendFeed otomatik olarak bunu alıyor ve link olarak ekliyor. Bana abone olan (ben de başkalarına abone olabiliyorum) arkadaşlarım da bütün bu kaynakları tek tek takip etmeden ürettiğim içeriğe erişebiliyorlar. Parlak ve basit bir fikir. Ama etkisi büyük. Ayrıca siteye farklı kaynaklardan bilgiler girebildiğiniz gibi kendiniz de mesaj eklemeniz mümkün.

Yazımızın üçüncü konuğu ise Twitter (oraya da üye oldum: twitter.com/ozgurcetin). Bu site daha çok anlık durumlar ile ilgili bilgi paylaşımı esasına dayanıyor. İstanbul'dayım, süpermarketteyim, evdeyim gibi bilgileri paylaşmak ve arkadaşlarınıza duyurmak mümkün. Twitter özellikle genç kuşağa hitap eden hızlı bir sistem. Cep telefonunlarından erişim için farklı kişiler tarafından üretilmiş yazılımlara da sahip olduğundan hareket halinde iki satır bir şeyler yazmak isteyenler için ideal bir sistem. Öte yandan Twitter'da her bir mesaj için 140 karakterlik sınırlama bulunuyor.

Elbette bu 3 site dışında yüzlerce farklı sosyal ağ sitesi de bulunuyor. Bunların bir kısmı iş amaçlı ağlar. Mesela Xing, Linkedin, Netlog bunlara örnek olarak sayılabilir. Ayrıca MySpace gibi konunun eski üyelerini de es geçmemek lazım.

Uzun lafın kısası internet kullanıcıları artık iyiden iyiye sosyalleşmeye başladı. Sanal ortamdaki bu sosyalleşme zaman zaman gerçek hayata da taşınıyor. İnsanlar birbirleri ile önce internette sonra ad gerçek hayatta fikir alışverişinde bulunup çözümler üretebiliyor. Siz de bu tip konularla ilgilenmek isterseniz yukarıda verdiğim adreslere bir göz atın.