BUGÜN 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşku ile kutluyoruz.Böylesine anlamlı bir günde, 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan TBMM’nin, kabul ettiği ilk kanunun, ‘vergi ile ilgili bir kanun’ olduğunu biliyor muydunuz?
Bu kanun, şu anda yürürlükte olmayan ‘Ağnam Resmi’ ile ilgiliydi... Merak edenler için açıklayalım; ağnam; Arapça ‘koyun’ sözcüğünün çoğulu olup, Osmanlı döneminde de alınan ‘hayvan vergisi’ni ifade ediyor.
DİĞER VERGİLER
Şu anda olmayan ancak geçmişte uygulanan, bir kısmı da tartışmalara neden olan vergilerden bazıları da şunlar;
Yol Vergisi: 1921’de kabul edildi. 18-60 yaş grubundaki erkeklerin, dört işçi gündeliği tutarında yol vergisi vermeleri ile ilgiliydi. Vermeyenlerin üç gün süre ile yol yapımında çalışmaları ile ilgili bir vergiydi. 1952 yılında kaldırıldı.
Varlık Vergisi: 11 Kasım 1942 tarihinde kabul edilen bu vergi, servet ve kazanç sahiplerinin, servetleri ve olağanüstü kazançlarının vergilendirilmesi esasına dayanan ve çok tartışılan bir vergi idi... İkinci Dünya Savaşı sonrasında kaldırıldı.
Bekarlık Vergisi: 1 Nisan 1934 tarihinde TBMM’ye sunulan ve bekarlardan alınması istenilen bir vergi idi...
OSMANLI DÖNEMİ
Bekarlık vergisi ilginizi çekmiş olabilir.Osmanlı döneminde uygulanan, bazı ilginç vergiler de aşağıdaki gibi:
Gelinlik Vergisi: Evlenen kızlardan alınan bir vergi idi. Tanzimat döneminde kaldırıldı.
Gerdek Resmi: Gerdeğe girenlerden alınan bir çeşit vergi.
Şarap Vergisi: Meyhanelerden alınan vergi.
Kürk Vergisi: Kürk giyenlerden alınan bir vergi.
Arpalık: Üst düzey devlet yöneticilerine verilmek üzere, yöre halkından alınan bir vergi.
Uşak ve hademe resmi: Uşak ve hizmetçi çalıştıranlardan alınan vergi.
Liste uzayıp gidiyor. O nedenle, ilginç olanlardan bir kısmını belirtmekle yetiniyoruz.
Özel sağlık ve bireysel emeklilik
GEÇEN hafta yazdığımız, özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik sigortası ile ilgili primlerin, ayrıca SSK tarafından ‘sigorta primi kesintisine tabi tutulacağı’ yönündeki açıklamamız ve dayanağı olan SSK özelgesi, büyük ilgi gördü.
Bu tür bir uygulamadan, kimsenin haberi yoktu. SSK ise, prim kesintisi yapılmasında ısrar ediyordu. Kesintiden haberi olmayanlar ayrıca cezalı duruma da düşmüşlerdi. Ek prim bildirgesi vermeleri, gecikme zammı ve idari para cezaları ödemeleri gerekiyordu.
Yazımız üzerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu aradı. Konunun üzerinde hassasiyetle durduğunu belirten Bakan, idari bir çözüm yolu arayışı içinde olduklarını, bu olmazsa yasal bir düzenleme yaparak, ‘özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik sigortası ödemelerini, SSK prim kesintisi dışında bırakacaklarını’ belirtti.
Bize göre, bu konuda yasa çıkartmadan da çözüm mümkün. Örneğin ‘iş güvencesi tazminatı’ diyebileceğimiz, iş sözleşmesinin geçersiz nedenle feshinde; işe iadesine karar verilen işçinin işe başlatılmaması halinde, mahkeme ya da özel hakem tarafından belirlenen, en az 4 en çok 8 aylık ücret tutarındaki tazminatın da prime tabi olup olmayacağı, 506 sayılı Yasa’nın 77. maddesinde açıkça sayılmamıştır. Ancak, 16-330 ek Sayılı SSK Genelgesi ile prime dahil edilmeyeceği kararlaştırılmış. Demek ki bu yönde bir yorum ve uygulama da yapılabiliyor!