İslami kesime "Bizden olmayanların da hakkını aramalıyız" anlayışını getirdi.
İhsan Arslan, o dönem riskli ama yararlı bir iş de yaptı:
PKK’nın esir aldığı askerleri teslim almak için Kuzey Irak’a giden heyette yer aldı... Esir askerlerin yurda getirilmesinde rol oynadı.
Politik çizgisi de hayli yumuşamıştı.
Yaramaz İslamcı gençlerin "entel/dantel" heveslerine artık anlayışla yaklaşıyordu.
* * *
İhsan Arslan, şimdi hayatının üçüncü evresinde...
O artık AKP milletvekili ve Kürt sorunu konusunda Başbakan’ın danıştığı isimlerden biri...
Bu yeni pozisyonu nedeniyle de eleştiri oklarının hedefi haline gelmiş durumda...
Oysa tanıdığım kadarıyla İhsan Arslan...
BİR Özeleştirisini yapabilmiş bir isimdir.
İKİ Zorlayıcı etkiler nedeniyle değil, içsel nedenlerle değişmiştir.
ÜÇ PKK çizgisine hayatının her evresinde muhalif olmuştur.
DÖRT "Başbakan’ın yakın danışmanı" gibi bir pozisyonu koruma uğruna, görüşlerini eğip bükme gereği duymamıştır.
MEĞER ’BAŞÖRTÜSÜ’ DEDİKLERİ BUYMUŞ
SON yıllarda şu cümleleri çok sık işittik:
"Biz türbana karşıyız, başörtüsüne değil."
"Başörtüsü yasak değildir, yasak olan türbandır."
"Benim annem de başörtülüydü... Ama bu kızlar annem gibi başlarını örtmüyorlar."
"Eskiden başörtüsü vardı ama bu türban yeni çıktı."
Bu cümlelerden anladığımız şudur:
Türban yasağını hararete savunanların kafasında iki baş örtme modeli vardı:
BİR Adına türban denilen nev zuhur bir model...
İKİ Adına başörtüsü denilen anneannelerin örtü modeli...
Türban yasağından yana olanlar, bu iki modelden ikincisine tam destek veriyorlar. Ancak...
Bu zamana kadar "başörtüsü" için bir örnek modelin ortaya konduğuna ben pek rastlamadım.
Ta ki Cumhuriyet Gazetesi’nde Özgen Acar’ın köşesini okuyana kadar...
Özgen Acar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesi Adeviye Gül’ün "baş örtme" modelini, "İşte geleneksel Türk annelerinin baş örtme biçimi" diyerek hararetle selamlıyor.
O halde...
Şimdi her iki taraf da bir samimiyet sınavı için harekete geçebilir. Eğer maksat baş örtmekse, türbanlı kızlar hemen Adeviye Hanım gibi başlarını örterler.
Ve eğer maksat sadece "türban" kar-şıtlığıysa, başta Özgen Acar olmak üzere tüm Cumhuriyet yazarları, annelerimizin başörtüleri gibi başlarını örten bu kızlara tam destek olur.
Böylece yorgan gider, kavga da biter...
Hadi bakalım...
Hülya liberalizmi tanımlıyor
HÜLYA Avşar, yeni televizyon şovunda Mehmet Ali Birand ile söyleşirken, hiç çekinmeden "liberalizm" konusuna dalmış ve şöyle demiş:
Bu tanımı duyunca aklıma MFÖ’nün şu dizeleri geldi:
"Bir kusuru var yalnız kızın biraz entel takılmakta/ Optimist hem de pesimist biraz, idealizmi de savunmakta/ Teori desen zehir gibi pratik desen sallanmakta/ Bazen ben hümanistim diyor bazen rasyonalist oluyor..."