Paylaş
Dün Londra’da oynanan Arsenal-Tottenham maçı nasıl İngiliz futbolunun özetiyse, Vodafone Park’taki Beşiktaş-Galatasaray maçı da Türk futbolunun özetiydi adeta. İlk 45 dakikada istediklerini sahaya yansıtan bir Beşiktaş vardı Vodafone Park’ta. Şenol Güneş’in son haftalarda formayı adil bir şekilde Dorukhan ve Güven’e vermesi, siyah-beyazlıları bir veteranlar karmasından, dinamik bir takıma çevirdi. Ljajic’in de katılımıyla bir atletizm-kalite dengesi oluştu siyah-beyazlılarda. Galatasaray’daysa elbette çok eksik var ama bu, iki maçtır sahaya yalnızca “2 buçuk” hücumcuyla çıkmaları için yeterli bir sebep mi bilemiyorum. Terim hem Konya hem Beşiktaş karşısına gol şansı olan sadece iki buçuk adamla (Eren, Henry ve normalden geride konumlanmış Feghouli ile) çıkıyor. Konya karşısında Diagne’nin o garip hatası olmasa Galatasaray 3 gün-3 gece gol atamayacak gibiydi; Beşiktaş önüne de böyle çıkarak sanırım Fatih Hoca 0-0’ı hedefledi! Kadroda Güven’den (maç sayısı bakımından) daha az deneyimli olmayan Yunus varken, Galatasaray 5-3-2 oynuyorsa, 0-0’ı hedeflemekten başka bir açıklama bulamıyorum ben çünkü.
Ancak Türkiye’de antrenörün adı her ne olursa olsun, 50 yıllık saçma ezberlerden kurtulamıyorlar. Şenol Güneş de dahil hiçbiri çıkamıyorlar bu düşünce dehlizinden... İyi oynayıp 1-0 öne geçiyorlarsa, muhakkak sisteme bir çomak sokup rakiplerini oyuna ortak ediyorlar. Güneş’in 45’te Güven’i çıkarıp, Ljajic’i sola hapsedip, orta sahayı üçleyip takımını kendi eliyle durdurmasıyla Galatasaray ortak oldu oyuna. Ancak Galatasaray’ın Gomis sonrası gol opsiyonu o kadar az ki, Güneş maçı ikram etse de onların değerlendirebilecek ayakları yoktu sahada.
Geçen sezon ligin ayarını değiştiren adam Gomis’ti. Gomis, Başakşehir’de olsa Başakşehir, Beşiktaş’ta olsa Beşiktaş şampiyon olurdu. O gitti ve bütün takımlar hizaya geldi bence.
Eren mi daha pahalı, Gomis mi?
BU kıyası daha önce de yapmıştım ama sezonu özetleyen bir detay olması itibariyle tekrar altını çizme ihtiyacı hissettim. G.Saray’ın karar vericileri ağız birliği etmişçesine Gomis’i 5 milyon Euro istemekle suçluyorlar. Ben de size soruyorum: Acaba şu an bir fayda/maliyet analizi yaparsanız 2,1 milyon Euro alan Eren mi daha pahalı, yoksa 4-4,5 milyon Euro’ya anlaşılabilecek Gomis mi?
Eğer bir başka oyuncu size gelip maaş artışı isteyecek endişeniz varsa, “Sen de 30 at, senle de oturalım masaya” dersiniz ona! Geçen sezon G.Saray’ı şampiyon yapan Gomis’ti. Galatasaray, Gomis’i göndererek dengeye soktu ligi.
Yüz doksan bir saniye
DÜN kronometreler tam 37:48’i gösterdiğinde Eren-Necip çarpışması oldu, oyun durdu. Eren’in ayağı şut sonrası Necip’in baldırına geldi. Sakatlık filan yok. Ama oyun tekrar ancak 40:59’da başlayabildi. Tam 191 saniye sürdü, 5 saniyede izleyip hiçbir şey olmadığını görebileceğiniz bu basit pozisyonun izlemesi!
Maçın rakamı
DÜN akşamki müsabakanın ilk yarısında Galatasaray takım olarak 5 şut atarken, sadece Adem Ljajic rakip kaleye 6 şut gönderdi. Bir frikik şutuyla penaltı kazandırdı, penaltı golünü de o attı. İyi futbol, iyi futbolcuyla oynanıyor. Ljajic’in niye haftalarca kulübede oturduğunu anlamak güç.
Maçın tehlike çanı
43’te Cüneyt Çakır, Medel-Vida pozisyonunu izlemek üzere monitöre gitti. İzleyip dönerken etrafını Galatasaray’ın tercümanı dahil 7-8 kişi sardı. Tercüman dahil! VAR izlemeleri, mobbing gösterilerine dönüşmemeli. Hakemler bu konuda müsamahakar olmamalı.
Maçın uyarıları
TÜRKİYE’de futbol keyfini öldüren detaylardan biri de “duran top öncesi uyarıları”... 31’de korner atılıyor, hakem Pektemek-Maicon’u uyarıyor. 32’de bir daha korner, bu kez uyarı Ozan-Vida’ya. Bir korner zamanında atılamıyor bu ülkede! Futbol, kötü niyetlilerin elinde can çekişiyor.
Maçın detayı
KULÜBE kalitesi, ilk 11 performansını da belirleyen bir detay. Dün Galatasaray kulübesinde 20 yaş üstü 3 saha içi oyuncusu (Ömer, Linnes ve Muğdat) vardı. Beşiktaş kulübesindeyse ilk 11’e gözünüz kapalı koyacağınız 6 adam: Gökhan Gönül, Atiba, Oğuzhan, Töre, Lens ve Love.
Maçın adamı: VIDA
Paylaş