Paylaş
Aynı gün, G.Saray da Sivas’ı sürklase etmişti, ama rakibinin 4 faulüne karşılık tam 18 faul yaparak! Başakşehir de ligde bir buçuk ay boyunca üst üste tüm maçlarda rakiplerinden daha fazla faul yaparak liderlikteki yerini sağlamlaştırdı (Antalya, Bursa, Malatya, Fenerbahçe, Kayseri ve Konya maçları). Süper Lig’de ilk yarının en dikkat çekici verilerinden biri, büyük takımların eskisine oranla çok daha fazla faule başvurmaları.
Süper Lig’in ilk yarısında faul ve kart sayısında önceki sezona kıyasla bariz bir gerileme olduğuna daha önce bu sütunda değinmiştim. Faul ortalaması 31’lerden 29’lara gerilerken, toplam kart sayısı da 762’den 718’e düştü. Bunda VAR uygulamasının etkisi muhakkak. Aldatma odaklı hareketler azalıyor, hakeme itiraz azalıyor. Ancak toplam faul sayısı düşerken, dağılımda enteresan bir dönüşüm söz konusu: Süper Lig’in alıştığımız genetiği, büyüklerin topla oynadığı, rakiplerinin onları durdurmaya yönelik faul yaptığı ezberi doğuruyor zihnimizde. Ancak bu yıl gerçek pek öyle değil. Özellikle skoru yakalayan büyük takımların, rakiplerinden çok daha fazla faule başvurdukları bir sezon izliyoruz hep birlikte.
Bu alanda sanırım en dikkat çekici veri Başakşehir’e ait: Süper Lig’deki son 7 galibiyetlerinin 5’inde (Antalya 11-8, Kayseri 17-16, Konya 15-11, Göztepe 13-8, Ankaragücü 14-10) rakiplerinden daha fazla faul yaparak 3 puanı kazandılar. Sanırım ligin ikinci devresinde hakemlerin önünde yeni bir mesele var: Skoru bulan takımın stratejik faul yapması konusunda daha hassas olmalılar. Özellikle de rakiplerinin hücum başlangıcında önde yaptıkları fauller konusunda.
Çok faule çok kart çıkmalı
Ligin ilk devresinde en fazla maç yöneten hakemler Fırat Aydınus’la (13), Cüneyt Çakır, Alper Ulusoy ve Umut Meler (12) oldular. En az 5 maç yöneten hakemler içinde müsabaka başına en fazla penaltı düdüğünü Arda Kardeşler (0,89) çaldı. En fazla kartı Ümit Öztürk (6) gösterdi. Ancak bence en dikkat çekici olan istatistik, faul başına kart ortalaması.
Geçtiğimiz yıllarda Süper Lig’de en fazla şikayetlendiğim konulardan biri, çok fazla faul olmasına rağmen az kart gösterilmesiydi. Bu sezon özellikle yeni nesil hakemlerin kart göstermekten kaçınmaması mutluluk verici. Ümit Öztürk ilk yarıda 238 faule karşılık 60 kart çıkarmış. Yani yaklaşık 4 faule 1 kart... Olması gereken bu. Bravo Ümit Öztürk. Oynayan teşvik edilmeli. Oynatmayan cezalandırılmalı. Ülke futbolunun kurtuluşu bu.
Bu alanın diğer iyileri B.Yıldırım (4,63), A.Palabıyık (4,80), F.Aydınus (5,54) ve A.Kardeşler (5,59)... Ancak ligde halen ortalama 11 faulde 1 kart çıkaran hakemler de görev yapıyor. İstatistikler MHK’de vardır. Benden uyarması.
Yanal’ın ilk tercihi Soldado’ydu
Fenerbahçe sezon başında takımdaki Kuzey Afrikalı sayısını artırma kararı aldığında, bunun doğru bir hamle olmayacağını dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım. İlk devrenin sonunda tablo ortada. Yanal’ın da ikinci devre stratejisinin Benzia-Slimani üzerine değil, Mehmet Ekici-Soldado üzerine olduğunu tahmin ediyordum. Hatta tahminden daha fazlası, biliyordum. İspanyol santrfor, çok iyi bir profesyonel. Markette iyi bir bonservis bedeliyle değerlendirilirse Yanal elbette onay verecekti. Ancak Yanal, elinde sağlıklı bir Soldado varken ilk tercih olarak onu kullanmayı düşünüyordu.
Haftanın sözü
“Fransa’dayken topu aldığımda rahatlıkla dönüp oyun kurabiliyordum. Ancak İngiltere’de topu aldığınızda sırtınızda her zaman 1-2 kişi var”... Liverpool’un derin oyun kurucusu Fabinho, Fransız takımları (özellikle PSG) Devler Ligi’nde bir vites daha yükseltemezken, İngilizler’in neden çıkışta olduğunu özetlemiş.
Haftanın gelişimi
Manchester United’lı Lingard, takım arkadaşı Rashford’ın son 3 maçta 3 gol atmasını, özel çalışmaya bağlamış: “Dubai’de onları gözlemlemiştim. Koç (Solskjaer), Rashford’la bire bir son vuruş çalışıyordu. Meyvelerini topladığını Tottenham’a attığı golde gördük”
Paylaş