Paylaş
Dolmabahçe’deki derbiyle ilgili 18:59’a kadar yapılan çalışmaların yüzde 90’ı 19:02’de çöpe gitti muhtemelen. Maç, Al Musrati’nin kendi kalesine attığı golle ikinci santrayı yaptı. Ve ikinci santradaki düşünceler, birinci santradakilerden farklı olmak zorundaydı. Özellikle Beşiktaş için.
Dün 19:02 itibariyle işlerin Santos’un istediği gibi gittiğini söyleyemeyiz. Maça adeta 1-0 yenik başladıkları için bir tutum farkı gerekiyordu ama Santos’un alışık olduğu, sevdiği, hazırlandığı habitat bu değil. O, kariyeri boyunca rakibi gol atmaya çalışırken araya sıkıştıran, rakibi ararken o bulan teknik adam olmakla yaptı şöhretini. Bir müsabakada skor ne kadar 0-0 devam ederse, Santos’un planlarını sahaya yansıtma ihtimali o kadar artar. Öne geçerse korumada ustadır. Ama bir derbide erken geriye düştüğünde başka bir düşünme biçimi gerekiyordu artık.
EGE, MUSRATi VE AMARTEY’DEN iYi
Beşiktaş için iki hücum planı göze çarptı dün: Galatasaray önde baskıya geldiğinde top derinde pozisyon alan Muci ile buluşturulacak. O da ya driplingle kaleye gitmeye çalışacak veya sağdaki Rashica’yı koşturacak. Zaman zaman Köhn’ün de pozisyon kayıplarıyla başardılar bunu. Ama son tahlilde Amartey-Al Musrati orta sahasının tutuculuğu ayak bağı oldu tüm takıma. Ben Demir Ege’nin oynadığı maçlarda ön libero rolünde Amartey’den iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Hatta bu ağır haliyle Al Musrati’den de.
DEMiRBAY G.SARAY’IN GiZLi KAHRAMANI
Fernando Santos ikinci yarıda da değişiklik departmanında sınıfta kaldı: Ghezzal girdi, takım 5+5 iki parçaya bölündü. Aboubakar’ı almakta da çok geç kaldı. Galatasaray’sa adeta vitesi dörde alma ihtiyacı olmadan kazandı maçı. Bence en büyük farkı da orta sahada yarattılar. Torreira, zaten Amartey’nin en iyi gününde bile ön libero olarak ulaşamayacağı bir ligde. Al Musrati de Kerem Demirbay’a bakıp, iç geçirerek “Ben de bir zamanlar bu seviyedeydim” diyordur herhalde. Kerem Demirbay, Galatasaray oyununun gizli kahramanı. Dünkü Galatasaray’la Beşiktaş orta sahaları arasında 3 sınıf filan fark vardı bence.
Paylaş