Paylaş
Bu müsabakayı tabii ki iki ayrı perde olarak ele almak lazım. Kırmızı karta kadarki 60 dakika, yani birinci perde, karşılıklı bir kontrol oyunuydu. Sahada hemen her saniye temaslı bir futbol oynandı. Kimsenin kimseye alan bırakmadığı bir çarpışma futbolu vardı Dolmabahçe’de.
Terim’in başlangıç 11’indeki iki tercih kritikti. Birinci tercihi Luyindama belki talihsiz bir gün geçirdi, ama Aboubakar gibi sadece bitiren değil oyun kuran bir adamı caydırmak için yapılmıştı bu seçim. İlk 11’deki ikinci kritik seçim de Etebo’ydu. Etebo girdiği için Galatasaray diziliş değiştirmedi, yine 4-1-4-1 oynadılar ve Nijeryalı’nıın rolü de sol içteydi. Etebo’nun sol iç oynaması da bir önlem tercihiydi aslında. Zira sağ çizgideki Rosier-Ghezzal tehdidine karşı orada Saracchi-Emre Kılınç-Arda çok yumuşak bir karşılama grubu olacaktı. Etebo orayı sertleştirdi gerçekten de. Galatasaray genelde rakip stoperlere baskıya gitmedi, rakibini ikinci bölgede kalabalık bir ekiple karşılamayı tercih etti.
OĞUZHAN, MENSAH’I ARATTI
Sergen Yalçın’ın N’sakala’nın yerine kullandığı Rıdvan’sa, Beşiktaş’ın hücum opsiyonlarını artırdı. Sağ kanadın her zamanki kadar etkin olmadığı böyle bir günde, ana çıkış opsiyonu oldu Rıdvan. Ancak Mensah’ın yerine tercih edilen Oğuzhan bence bir fark yaratamadı. Hatta Mensah’ın ikinci-üçüncü bölge geçişini driplingle yapabilme ekstrasından da bir saat mahrum kalmış oldu Sergen Yalçın. Kırmızı karta kadarki bu 60 dakikada akan oyunda neredeyse net pozisyon yok. 33’te Galatasaray Marcao’yla bir duran top pozisyonu yakaladı, Beşiktaşlı Larin’in 35’teki net fırsatı da bir pas hatası sonucu oluştu zaten.
Tabii ki 60’ta gelen kırmızı kart bir kırılma anı... Beşiktaş’ın o dakikadan sonra oyunu rakip yarı alana yıkıp, daha fazla pozisyon bulması doğal. Terim’in bence kırmızı karttan sonra Arda-Belhanda’yı çıkarması doğru, ama 10’a 11 oynarken Babel yerine daha güvenilir bir adamı sokmayı (mesela Ömer’i) tercih edilebilirdi bence.
GOL KADAR DEĞERLi HAMLE
Bu sert çarpışmada, temas oyununda, nüansların galibi belirleyeceği bir maçta üç Beşiktaşlının fark yarattığını söyleyebiliriz rahatlıkla: Rıdvan hemen her ofansif aksiyonun içinde vardı, hak ettiği asisti de yaptı.
Atiba’nın 33’te Marcao volesini hissedip çizgiye koşması muazzam. Gol kadar değerli. Tabii klasik bir büyük maç oyuncusu olan Josef De Souza’ya da ayrı bir parantez açmak lazım. Josef’in varlığı arkasındaki stoperleri de, önündeki Atiba-Oğuzhan (ya da Mensah’ı da) yükselten bir faktör. Ligin ilk yarısı biterken yapılacak altın 11’lerin garanti ön liberosu Josef olacaktır sanırım.
Paylaş