Paylaş
Quaresma’yı canlı olarak ilk kez 15 Ekim 2002’de İnönü’de izlemiştim. Hayır, Beşiktaş formasıyla değil; Türkiye’ye karşı Portekiz Ümit Milli Takımı formasıyla... Sağ kanatta adeta uçuyordu genç adam. O maçın birkaç ay sonraki rövanşında Cristiano Ronaldo da takıma katılacak ama o ekibin yıldızı hep Quaresma olacaktı.
O günlerde Euro 2004’e katılmak için mücadele eden Ümit Milli takımımız Portekiz ve İngiltere ile aynı gruba düşmüş, play-off’ta Almanya’yı geçemeyerek son anda finallerden olmuştu. Altıntop ikizleri, Tuncay, Volkan, Selçuk Şahin, Servet ve Toraman gibi birçok yıldız çıkaracak o ümit milli takımımız Quaresma’lı-Ronaldo’lu Portekiz’i her iki maçta da, İngiltere’yi de içeride mağlup etmişti.
Tabii ki o günlerde Quaresma’nın kariyerinin önemli bir bölümünü Türkiye’de geçireceğini hiçbirimiz bilmiyorduk. Süper Lig’de iki ayrı dönemde 6 sezon forma giydi Quaresma. Beşiktaş taraftarının en sevdiği oyunculardan biri oldu; ama gördüğü kırmızı kartlarla da takımını kritik anlarda defalarca zor durumda bıraktı. Şu sıralar yine bir kırmızı kart cezasını çekerken, Beşiktaş’tan ayrılması da gündemde Portekizli yıldızın.
Peki Türkiye kariyerindeki 217 maçta 9 kez kırmızı kart gören Quaresma, forma giydiği diğer takımlarda da benzer bir hırçınlık gösteriyor muydu? Cevap maalesef hayır. Efsanesi olduğu Portekiz Milli Takımı’nda 80 maçta 10 gol ve 23 asiste imza atan Quaresma’nın tek bir kırmızı kartı yok. Serie A’da Inter’de yok. Premier Lig’de Chelsea’de yok. Barcelona formasıyla 1 tane, Porto ve Sporting Lizbon’la da 205 maçta yalnızca 2 kırmızı kartı var. Yani Quaresma’nın kariyerinde gördüğü toplam 12 kırmızı kartın maalesef 9’u Beşiktaş’ta...
Quaresma Beşiktaş formasıyla ortalama 24 maçta 1 kırmızı kart görürken, kalan tüm kariyerinde 118 maçta 1 kırmızı kart ortalaması olduğunu görüyoruz (354 maç, 3 kırmızı)... Acaba bu değişimin sebebini nasıl açıklamalı? Quaresma’nın burada daha fazla tekmeyle karşılaşması mı? Yoksa çok daha kontrolsüz ve rövanşist olması mı? Ya da Türkiye’deki hakem standardı mı? Karar sizin.
Gomis’in belalısı Mitroglou!
AĞUSTOS 2017’de Marsilya, önceki sezon 20 gol atmış santrforu Bafetimbi Gomis’in bonservisini Swansea’den almayı tercih etmeyip, onun yerini 15 milyon Euro’ya Mitroglou ile doldurmayı deniyordu. O yaz Galatasaray, Gomis’i Swansea’den 2,5 milyon Euro gibi çok ekonomik bir bonservisle alıyor, Fransız santrfor da attığı 29 golle Süper Lig rekoru kırıyordu.
Gomis, 2017 yazında aslında Marsilya’da kalmak istiyordu. Kendisini gönderip Mitroglou’nu alan Marsilya Başkanı’nı futbolu bilmemekle suçladı hatta. Aradan bir buçuk yıl geçti. Marsilya gerçekten de yaptığı Gomis-Mitroglou operasyonundan pişman oldu. 2017-18’de Mitroglou Marsilya formasıyla ligde 9 gol atabildi. Bu sezonun ilk yarısını da 3 golle tamamladı. Ve formasını Balotelli’ye teslim etti.
Enteresandır, Gomis’in kariyerinde ikinci kez, ayrıldığı bir kulüp onun peşinden Mitroglou’nu kadrosuna kattı. Mitroglou bu kez as santrfor değil, bir buçuk yıllığına kiralandı, önünde de Diagne gibi bir dev var. Acaba Yunan santrfor bu kez Gomis’i şaşırtabilecek mi? Yoksa Gomis bir kez daha haklı mı çıkacak? Bekleyip göreceğiz.
Haftanın tezi
FEDERASYON Kupası ya da Lig Kupası’nı kazanmak benim egoma iyi gelir, evet. Ama uzun vadede kulübe müzede birkaç göstermelik kupa dışında hiçbir şey kazandırmaz. Ben bu kulübü gelecekte Devler Ligi şampiyonu yapacak adımları atıyorum, gündelik teselli değil derdim.” (Pochettino-Tottenham)
Haftanın antitezi
“Manchester United gibi bir kulübün tek hedefi ilk 4’e kalmak ve Devler Ligi bileti almak olamaz. Kimse lig ikincisi olan takımın fotoğraflarını çekmez. Ama Federasyon Kupası ya da Lig Kupası’nı kazanırsanız fotoğraflarınız çekilir. Bu işi kupa kazanmak için yapıyoruz.” (Solskjaer-M.United)
Paylaş