Paylaş
BU sene Şampiyonlar Ligi yarı finalistlerine bakın: Ajax, Tottenham, Liverpool ve Barcelona’nın hiçbiri pragmatik değil, oynatmama odaklı değil. Hepsinin birinci önceliği oynamak. İngiltere’de City, Almanya’da Bayern, Hollanda’da Ajax’ın şampiyonluklarına bakın. Sezonun kaybedenleri Mourinho’ya, Atletico’ya, Juventus’a bakın. Oynayanın kazandığını, faydacılığın yenildiğini görüyoruz hep. Süper Lig’in süper finalinde de kazanan oynayan oldu, oynatmayan değil.
Dünkü maçı iki perdede ele almak lazım: Birinci perde, santrada iki takımın da aynı şekli aldığı, sahaya dengeli dağıldığı andı. Bu perde yaklaşık 10 saniye sürdü(!). Sonra ikinci perde başladı ve oyun kontrolü Galatasaray’a geçti. Sarı-kırmızılılar ısrarla hücum etti, Başakşehir karşıladı. Orta çizgide Marcao-Luyindama geri kazandı, Galatasaray bir daha yerleşti hücuma... Neredeyse bir buçuk saat sürdü bu senaryo. Terim’in takımı hücum planı olarak özellikle iki strateji benimsemişti dünkü maça çıkarken... Birincisi, sağ bek Mariano, sağ iç Belhanda ve sağ açık Feghouli arasındaki seri pas trafiği. Buradan akan oyunda bolca üretim yaptılar, skor bulamadılar. Ama ikinci metot verimliydi kesinlikle. Özellikle Belhanda’nın sağ kanattan kullandığı kornerlerin/frikiklerin neredeyse hepsine Galatasaraylılar vurdular. Marcao’nun iki net pozisyonu var. Luyindama ve Donk fırsatlar yakaladılar, atamadılar. Feghouli ve Onyekuru’nun attıklarıysa Galatasaray’a şampiyonluğu getirdi.
Galatasaray’a ligin ikinci yarısında namağlup 40 puanı getiren unsurların başına sanırım şunu da yazmak lazım: Ligde, kaleciler dışında üç tane 1,90 üstü adamı (Luyindama, Donk ve Diagne’yi) ilk 11’de kullanan tek takım Galatasaray. Bu da havada olağanüstü bir üstünlük getirdi Galatasaray'a.
74’TEKi O SAHNE
74’Te Selçuk’la Belhanda arasındaki frikik tartışması, aslında bu sezon Terim’in işinin ne kadar zor olduğunun bir başka ispatıydı. Geçen hafta Diagne üstelemiş, Sinan küsmüştü; bu hafta gereksiz ısrar eden Selçuk, küsen Belhanda’ydı. Galatasaray’ın bu yılki bol Afrikalı kadrosu, yönetilmesi gerçekten zor bir gruptu ve Terim iyi kalktı bu işin altından.
AVCI, İKİNCİ OLMAYA MAHKUM
Dün 17’nci dakikada Bajic’in golü geliyor. Daha dakika 17... Ama Başakşehir kalecisi Mert, ilk yarının kalan bölümünde aut atışlarının tamamında ağır davranmaya başlıyor. Mert, A milli takımın as kalecisi. Kulübü Başakşehir, ligin çok büyük bölümünde liderdi, bu maça da zirve ortağı olarak girdi. Ve 66 puanlı ligin ko-liderinin A milli kalecisi, daha 17’de vakit geçirmeye başlıyor. Mesele sadece Mert’in vakit geçirmesinden ibaret değil. Başakşehir de golü bulduktan sonra adeta kontak kapatıyor. Golü 17’de buluyorlar ve tam 73 dakika, hatta olası uzatmalarla 80-85 dakika bu skoru koruyacaklarına inanıyorlar. Üstelik beraberlik de rakiplerine yarıyorken. Korkarım ki Abdullah Avcı’nın takımı 1’inci dakikada golü bulsa, 89 dakika korumaya çalışacak! Başakşehir’in 1 Nisan’dan sonraki düşüşünün de temel sebebi buydu zaten. Rotasyonda geç kaldılar, yaşlı ve yıpranmış takımda ısrar ettiler. Bir başka korumacı davranış biçimi bu. Bu sezonun modasıysa bu değil: Maksadı korumak olan, ikinciliğe mahkum bu sene.
Maçın adamı: Belhanda.
Paylaş