Paylaş
Beşiktaş’ın 2017-2018 sezonu hikayesini yazarken hem en büyük yıldızının, hem de en büyük sorununun Talisca olduğunu söyleyeceğiz sanırım. Talisca, muazzam bir “ikinci santrfor”. Hem orta mesafe şutu, hem kafa topları hakimiyetiyle çok farklı bir oyuncu. Kritik golleriyle de bu yıl Beşiktaş’a defalarca hayat verdi, dünü de kurtaran yine oydu. Umarım bu performansları onu Dünya Kupası’na da taşır.
Ancak Talisca klasik bir “on numara” değil. Top rakipteyken orta ikiliye eklemlenmiyor. O yüzden de üçlü sert orta sahalara karşı Beşiktaş’ın kaderi hep aynı oluyor. Kaliteleriyle kazanabiliyorlarsa kazanıyorlar. Kalite yetmezse, merkezdeki fizik mücadeleyi 3’e 2 kaldıkları için kaybediyorlar.
Bu sezon defalarca yaşadı bunu Beşiktaş: İlk yarıda Malatya’nın Murat-Azubuike-Aytaç üçlüsü vardı, dün Murat-Azubuike-Diallo’su. Sivas’ın Hakan-Ndinga-Rybalka’sı da, Konya’nın Ali-Jonsson-Mehdi’si de aynı zafiyetinden faydalandı Beşiktaş’ın. Orta saha yumuşaklığından. Dün Beşiktaş kazanmış olsa da şunu söylemek zorundayız: Malatya gibi ligin en sert orta üçlülerinden birinin karşısına çıkarken merkezde Oğuzhan’la başlamak doğru bir tercih değildi bence.
Beşiktaş’ı dün Malatya karşısında 80 dakika zorlayan bir başka faktör de, “pivotal santrfor” Boutaib’di. Türkiye’de bu tarz “sırtı dönük oynayabilen” santrfor tipi çok iş yapıyor. Çünkü bu lig, temas ligi, çarpışma ligi, göğüs göğse oynanıyor bu lig. O yüzden de Fernandao gibi, Makukula gibi, Boutaib gibi başka ülkelerde yıldız olamayacak santrforlar, burada stoperlerle çarpışarak çok iş yapıyorlar. Dün Boutaib’le çarpışmada da zorlandı Beşiktaş savunma göbeği. Dün eğer göbekte Oğuzhan yerine Tolgay başlamış olsa muhtemelen Medel’in de merkezdeki yükü azalacak, geleneksel defansif katkısını daha fazla yapacaktı Şilili oyuncu.
Beşiktaş sezonun en zorlu günlerinden birini kenar ortalarıyla aşmış oldu böylece... Kenar hücumlarının kahramanları Caner, Quaresma, Talisca ve Negredo, Beşiktaş’ın ligin ikinci yarısında oyunda kalmasında başrol oynadılar kesinlikle.
Paylaş