Paylaş
Bu tarz maçları Almanya ya da İngiltere Ligi’nde görürdük zaman zaman. Ama Süper Lig’de görmeye çok alışık değiliz. Tarihin en iyi sezonunu yaşıyoruz galiba. Ve bu güzel sezonun keyfini çıkarıyoruz hep beraber.
Şenol Güneş’in maça Medel, Lens ve Negredo ile başlaması bence doğru. Beşiktaş yaş ve deneyim ortalaması yüksek bir takım, her oyuncuda her maçta aynı konsantrasyonu, aynı tutkuyu bulamıyorsunuz. Özellikle Şampiyonlar Ligi öncesinde gözünde ışıltı olan, oynamaya ihtiyacı olan, bu maçı hayatının maçı olarak görebilecek adamları bulabilmelisiniz. Medel savunmada öyleydi, geldiğinden beri en iyi maçını oynadı. Ivan Cordoba tarzı çabukluğunu gösterdi birçok pozisyonda. Sadece Henrique’yi attırdığı andaki abartılı davranışını ona yakıştıramadım. Böyle büyük oyuncular böyle şeylere tenezzül etmemeli.
Negredo maçın bir başka iyisiydi, hep istekli, hep hareketli. Talisca’ya iki güzel gol fırsatı yarattı, hemen her pozisyonun içinde vardı. 65’e kadar gol atamamış olması yalnızca şanssızlık. 65’te çıkması da bence Güneş’in maçtaki en büyük yanlışı. Onu iyi oynarken de çıkartırsanız, büyük oyuncu olduğunu gösterme fırsatı da vermemiş olursunuz. Yenilerden coşkusu en eksik olanı Lens’in bile iki net pozisyonu var. Akhisar kompakt durmayı iyi beceren takım. Lukac da günündeydi, vermediler gol fırsatını.
Tabii ki büyük takımlar bu tarz maçlarda, bu denli bütüncül oynayan, alanı iyi parselleyen bir rakibe karşı bulduğu az sayıdaki fırsatı iyi değerlendirmek zorunda. Şenol Hoca şunu tekrar düşünmeli sanırım: Cenk’in sahada olmadığı bir anda ikinci penaltıcı gerçekten Quaresma mı olmalı? Yoksa Talisca mı? Hatta 34’te kazanılan frikikte de vurması gereken adam bence Talisca’ydı. Bir solağın vuramayacağı kadar dar bir açı değildi zira. Bazı maçlarda iki yanlış karar bile fazladır. 2 puana mâl olur o 2 yanlış. Bu da öyle bir maçtı sanırım.
Paylaş