Paylaş
Beşiktaş’ın bu sezonki oyununun dört ana arteri yani kanı kalpten diğer organlara taşıyan ana damarı var: Pjanic, Ghezzal, Rosier ve Rıdvan... Eğer bu dördü sahada olmazsa kan yine damarları dolaşıyor, ama yavaş ve hedefsiz.
Dün Beşiktaş’ın ana top dağıtıcı dörtlüsünün üçü sahada yoktu, ev sahibi ekip ilk 1 saatte topa sahip olsa da oyunu anlamlandıramadı. Böyle bir maç, ya bir Ghezzal sihriyle ya da bir duran topla çözülecekti. Öyle de oldu. Dünkü maçın 4 dakikalık özeti yapılsa bunun 3 dakikası muhtemelen Ghezzal’in ortalarından üretilen pozisyonlardan ibaret olacaktır.
GEÇEN SEZONLA BAĞ KOPTU
Beşiktaş bu sezon başında kalbini, hem bir numaralı bitiricisi, hem de bir numaralı oyun kurucusu Aboubakar’ı kaybetti. Aboubakar’ın yeri doldurulamadığı için geçen sezonla bağ koptu, Batshuayi-Larin’in de düşük konsantrasyonlu futbolları düşüşü hızlandırdı. Dün santrfor bölgesinde başlayan Güven’den umutluydum ancak genç oyuncunun çeviklik-çabukluk çalışmaları yapması lazım.
Güven saklanmıyor, gizlenmiyor. Topla kritik noktalarda buluşuyor, sadece bitirmek değil, başlatmak için de çabalıyor. Bence oyunu anlıyor, boşlukları doğru yorumluyor. Ancak çok kritik bir eksiği var: Çok yavaş... Biraz daha hızlanması gerek. Hızla kastım asla uzun mesafe koşuculuğu değil, süratli olmak değil. Çabuk olmak. Çabuk davranmak. Güven hızlı düşünüp, yavaş uygulayan bir futbolcu.
ViDA DAHA ÖNCE DE ATABiLiRDi
Altay’ın Vida’dan 64’te yediği gole de bir parantez açmak lazım... Vida 58’de zaten bomboş pozisyonda bire bir aynı golü atacaktı, top omzuna çarptı. 64’te attı. Çünkü aynen Beşiktaş gibi Altay da alan savunması yapıyor. Lakin golleri alanlar değil, adamlar atıyor!
İddialıyım, Türkiye’de teknik adam ve kadro istikrarı olmayan hiçbir kulüp alan savunmasını beceremez. Onlar kornerlerde havayı savunurken, arkadan gelenler atmaya devam edecekler golleri.
Paylaş